5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1161
Okunma
GİDİŞLER…
Sana ıslak kalmış bir Ankara’nın kaldırım kenarında sarılsam
Ne sarı sonbahar ne rengini yitirmiş Eylül suçlu kalsa
Müebbet kalmış yalnızlıklar şahit kesilmeden dar ağaçlarında
Herkes gibi şiirlerde anlasa nisan kadar Eylül’ün güzelliğini…
Hani saçların ne güzel sarıydı
Ağustos sonu iri üzümlere benzerdi siyah gözlerin
Yaz kavruğu aşkın ertesi bir serinlik değil mi dışarıdaki mevsim
-ki ben her mevsim seni sevdim rengine aldırmadan kokunu-
Sana dair tüm hatıralar gül kokulu sularda
Varsın bir şiirin sana dair ulaşamamazlığa beni götürsün
Deli çığlıklı nehirdir şehirler, gemisiz
Oysa ikimizde su burçu gibi denize bağlıydık…
Geniş çatılarıyla süsleyen evlerin sokaklarında değmedi miydi elin
Burçlar kuruldu sen giderken başka ülkelere dağlar
Bana sonu bahar her şey kaldı kundağında büyürken dudağımdaki kelimeler
Ve inan ki ben hiçbir mevsime yokluğunun acısını yüklemedim
Tüm tanrılar saatlerin gölgesinde bağdaş kurmuş aşkı konuşurken…
Kar da yağmur da güzel kalıyor her zaman omzumda
Yalnızlığımla sevişirken bir ay gölgesi olsaydı keşke
Mum “IŞIK”larına secde etmezdi bu kadar kelimeler
Sen giderken bu sokaklar (kadar) bu denli yosun sarkıtmazdı göğsünden mısralar …
Son sayfası kapanan bir roman gibi kararmazdı belki hiçbir şey…
5.0
100% (11)