3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
892
Okunma
"Ölüm bahar ülkesi, canda korla yanana
Ne mutlu ki Rabbini, dilde aşkla anana "
Uzayan hayalimin, sökümü arasında
Tutuşan bir sitemin, kapanmaz yarasında
Köpüren çığlıklarım, çaresiz ağlıyorken
Zalim arzular beni, dermansız dağlıyorken
Yosun tutan kalbimle, güle ağsam diyordum
Bende yanan ışıkla, günü sağsam diyordum
Beyhude olan yolun, şimdi ortasındayken
O zümrüt aynaların, artık arkasındayken
Tutuşan çığlıkları, gözlerimle topladım
Boğulan sığlıkları, közlerimle topladım
Kalbimdeki korkuyla, bir mezarda inlerken
Dumansız bir gölgeyi, hazin hazin dinlerken
Servinin rüzgârıyla, hülyalardan ayıldım
Kararmıştı gözlerim, birdenbire bayıldım
Renkler ve ışıklarla, dönüyorken yoluma
O sihirli gülleri, sarıyorken koluma
Mermer havuzlarımda, artık durabilirim
Özlediğim saati, şimdi kurabilirim
Ruhumdaki ufuktan, ödüller getirirken
Yazdı kalemim, sizi gerçeğe götürürken
Esen rüzgârla birden, şifa yaşları döktüm
Söktüm içimde olan, vehimleri hep söktüm
Derdimle ağlıyorken, ağrılı hülyadaydım
Aşkın ıztırabından, bir başka dünyadaydım
Beni tanır aynalar, aşkım bezm-i elestti
Döktüğüm gözyaşlarım, artık bana serbestti
Örtülen sisler kalktı, gözlerimin önünde
Ses bekleyen güller ve bülbüllerin yönünde
Gül açan bu yüreğim, hicranda geziyorken
İnleyen mevsimlerim, zamanı seziyorken
Çırpınışımla açan, uzakları dinledim
Açılırken yollarım, mısralarda inledim
İnlediğim her mısra, sevdamın dökümüydü
Dillendiğim her hece, kasvetin sökümüydü
Ey Pervâne, sükût et, içten içe çağlama
Bak, güneş doğdu sana, yüreğini dağlama