5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1238
Okunma
“ …. ki az sonra sen de karışacaksın sarışın sonbaharın saçlarına, ağustos sonu söylenen şarkılar, eylül sanrılı rüzgarı bekleyecek, ... ki benim terk ettiğim eski baharların köşesinde bomboş loş IŞIK’larda kalacak derin gölgeli ayak seslerin, mısralar sarhoş, şehir alaca karanlık, kadehlerde ayrılığın ruj izleri…”
Şimdi git aklımın köşesinden
Kararmadan etraf
Karanlığı ben de sevmem senin kadar
Sen de bilirsin sigarasız gecelerin uzun olduğunu…
Şu yollar bu kadar kıvrımlı olmasa
Koşacak kadar genişken dışarısı ( belkide)
Yasadışı yazılarla seni yazmak kalıyor geriye
Dizlerim matiz biraz da adressizlikten yorgun…
Kaç köprü geçmişken yalınayak
Hasret rüzgarı değil midir ki serçeleri söyleten
İşte bu yüzden dertli değil midir meyhaneler
Ne kadeh ne gece dost suskunluğun sokağında…
Bu yüzden şimdi git
Götür benden ne aldıysan yanında
Kalsın ortada dinlediğimiz şarkılar bir de şiirler
Sen ateşböceklerini sev eskisi gibi
Uzak şehirleri izlemek ve mum aydınlığı kalsın bana
Götür kendini beni içinden salıp
Esas duruşlu el sallamalar kalsın bana terminaldeki otobüslere
Bu yüzden şimdi git
Girmişken koynuna sevişmeye yalnızlığın
Götür tenimde sana kalan tüm kokunu
Bak dudak öpüyor bir şiir
Bu yüzden şimdi git yangın sarmadan tüm odaları…
“…ki alacak kokunu tüm terminalin son otobüsü, bu kentten uzaklaşırken, geride sabahın ilk seferini bekleyen yarı uykulu yolcular kalacak…ki sen hangi şehirde inersen in uykulu gözlerle yine onlar karşılayacak seni, nasıl ki tenimdeki kokun bana,sana , sadıksa....bu yüzden” şimdi git sonbahar durmuşken takvimde" şimdi git ki sevişmeliyim gidişinle...
5.0
100% (16)