Kıvrılıp bükülen iman tahtası ömrümüz
vurmaz hiçbir kıyıya..
hani eğiliversek şöyle bir
tövbe doğrulamayız bir daha
günahlarımızın ağırlığından..!
Bölsek
geceyi efkârın kuytusunda
katle ferman çıkarır ellerimiz
sayamayız ardımızda bıraktığımız
taze umut kokan cesetleri
öyle mâhirizdir ki
dostum
ölse aydınlatamaz kimse
bu meş’um cinayetleri!
Kıyâma durup önce
kıyıma başlarız ’legal’ yollardan
mûtedil dalgalarımızı buluştururuz dipsiz uçurumlarla da
zerrece kıpırdamaz kılımız!
bir şeycik olmaz bize
dostum;
ne de olsa sermâyemiz ’insanlık’!!
Bir mizân tutturmuşuz ki
yer kaymış ayaklarımızdan..
terazide kefe yok, bâtıl olmuş adâlet!
yaşıyoruz çok şükür;
âbât olmuş her yanımız!
ha bire kaybederken can’ ları
ekmek sanıyoruz
dostum
boğazımızdan geçen kanları!
Diyorum ki bazen;
ne de
beyaz olur hani kefenimiz göçünce..
çocuk düşleri değmiştir nasılsa
alınteri sinmiştir emekçilerin
e bir de barut ve kan kokusu varsa
daha ne isteriz değil mi!
yatıp boylu boyunca toprak ananın göğsüne
bekleriz artık
kussun diye bizi!!
Özlem TARHAN
25/ağustos/2014