5
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
2893
Okunma

yağmura değsen
vakitlerden dalların çıplağı
karşısı serin ay ışığı dağ
ve koynuma dolu gözlerinin bereketi
alışkanlıklar olmasa
tam göğün altı
ırmak çakıllarla berrak
ve hüzün düşmüş sulara
rüzgara değsen
havada soğuk göç yalnızlığı
ellerimle dudaklarımın yanları kapalı
bağırsam
gelin çocuklar gelin
duvağın altında
zehir zemberek sevdiğim
bir uzun hava serilmiş
kıl çadır göğsüne
çoban ateşi
ağır demli çay kıvamı gece
düşsen bağrıma apansız
kırık türkülerle sarılsam
sarılsam deli divane
aklım uçsa
güvercin notlarıyla
ah ebruli dağınıklığım
seyyahlığım
kör sevdam
dilsiz konuşkanlığım
ah ebruli saklanışım
sağır uçurumlarda
gözü pek duruşlu
asi kavgalarım
sırtıma çöreklenmiş karanlığa inat
bembeyaz bir sabahın günaydınıyla gelsen
gelsen pencereme
buğusunda ellerinin izi
gözlerime düşse gölgenle umut fakirliği
ah sancılarım yaralarım çocuk yanım
aşka yüreğinin ülkesiyle gelsen
bir dünyaya dolsa bütün kentleri
kentlerinde kalabalık türküler
türkülerde mısralar dolusu çocukların sesleri
hadi durma
kınayı saçlarının avuçlarına yak
gözlerimin içindeki düğünde karşılayayım seni ...!