11
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2780
Okunma

kitap
kül
tütün
çay
gece
ve
aşktan arta kalan ne varsa
elimde avucumda
yüreğimin kırsal utangaçlığında
hüzün çağırıyor şiirler
çağırıyor kent
çağırıyor yüreğin yangın yeri
kapının dışı sis soluyan sokaklar
içerisi yalnızlık zemherisi
ve
uzak
çok uzak bir çift gözün
gözlerimde susarak demlenmesi
duvar
sandalye
masa
toz
ve gerisi dağınık resimlerle
çocukça bir dertleşme
perdeye dökülüyor yağmurun gölgeleri
camın yüzünde yürüyor ıslak adımlarıyla
gelse diyorum
gelse yağmurun sesiyle
gözlerim damlalara yaren
sarılsam yırtarak yalnızlığı
ah dağılsam dizlerine
dağılsam bileklerine
ah gelse
gelse
yağmur camda
yığılır iki beden
yığılır özlem
...
şehirlerarası yol
peron önü aşk dilenmek
gelmemek
en çokta gelmemek
tükenmek başı elleriyle kapalı
sımsıkı sarılmak paltoya
bir tütün
ağır öksürük
rüzgarın anne gibi okşayışı
denizin baba gibi kokması
kalmak bir başına
diriltmek içindeki ölü umutta sevgiliyi
gece kuşu alçak uçuyor kente
vapurun ardında İstanbul
kapamış elleriyle gözlerini şehir
kapanmış kalabalık
bir ben şuursuz dalgalara vurgun
birde akreple yelkovanın meczupluğu
durmadan hiç durmadan acıyor solum
dur
dur biraz
dur !
kabuğuma dokunma sevgili
dokunma dur
tramvaylar düşüyor aklımın raylarından
kör kütük sevda zulam
sağır ayyaş hasret
dilsiz puşt bir sensizlik
gözlerimden akan
dur
dur biraz
dur gece
dur
beni hemen sabaha def etme ...!