hükümsüzlük...
kendisini aklamış suçların dayatması
irtifa kaybeden vücudunda
en büyük açlığın bu olduğunu sanıyorsan
yanılıyorsun!
sonbahara adanmışken sözcükler en muhalif halleriyle
erteledim sandığın sancı içine hapsolmuş
her gün mum yaktın oysa yaraladığın geçmişe
duyarsızlıktı...

saf halden inmek billur camın buğusuna
mabedin en dibinde
paralel koridorlardan akmak tövbe demeden hemde
dilinde kürar yangını sözler madem
vur sen i ünsüz harflerin şiddetiyle
kaç kasılmayla titreyecek bakalım ten
bağırmadığım bir sessizliğin ortasında çoğalıyor benliğim
ölümsüzlüğü yudumladığım her günün bedelini
kendimi soldurarak ödüyorum ne garip
çekil rüyalarımın önünden!
açılsın ufkumda güneşin gülleri


budalalık...
aklım yalnızlığı sarınıyor
kapı komşusuydu oysa bütün kalabalıklar
dur dediğim, durmadıkları için de terk edilen
yansımalardı boynuma vebal diye asılan
neyin bedelini ödüyordum Tanrım sahi
hangi hümanist sancının dile gelen tarafındaydı aşk
açıklamasız...
kimliksiz bir veçhenin en dış tabakasında
ipotek kalan bir zavallıyı oynuyordu belkide ben yanım


kayboluyorum...
üç kasılmanın ardından
dipdiri bir bedene doğmuşken
bukleler düşmüşken omuzlarına
bir yangının şiddetinde sarsılan en güçlü alevdi aşk
işledi ruhun en alt tabakasına
dirlik zamanında zorluğa taşan bir harabiyet
sen değildin!
bende yenik tim...
belkide dökülürken aşkın kırıntıları avucuma
akarken gözlerinden tembel bir uyuşukluk
harflerin içine işlerken dudağı kanatan küfürler
çıkmayan sokağın taşlarında unutulmuştu belkide bir yarım
yargısızlık...
kaosun uzağında olduğunu söyleyebilir misin?
sıra dışı bir söylemde iliklerime kadar zangırdıyor dişlerim
ceplerimde kelimeler sızlıyor
unut dediğin yerde daralan bir hüküm
iplere bakmak sadece anlık bir refleks
sen dolu dizgin bir yaşantının uyumsuz müşterisi gibiydin en başında
iliklerine kadar işledi vicdan ile arandaki münasebet
ağrılı durumlarda katalizör bir köprü
geçiş yasak!
koşulsuzluk
...



dar zamanlarda kırağı tutar nefesin
dökülür heceler yerlere
ardında derin bir sessizlik
tılsımlı bir tuzaktır aşk bilmez misin
olasılıksız...
yanılsamaların ötesinde
tesir daralması
lacivertte solan maviyi ararken gözlerim
aşk okuyla bölünüyor rüya
minimalist kıpırtılar
hiç bir ve ye tutunmayan bağlaçsızlık
sızlıyor satır arası doymadı bağlantıya
şaşkınlık...




Maide yılmaz Özgüç