8
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2169
Okunma

Geçmişin isleriyle kararmış
Tahta penceremin çerçeveleri
Yavaş yavaş çatırdamaya başlar bir gece yarısı
Örümcekler ağlarını örmüştür dört bir yana
Duvarlar tanıklık eder sensizliğime
Gecenin koynuna saklanır binlerce soru
Umut nerede, sevgi nerede?
O nerde?
Aşk nerde?
Nerde bana aşkı anlatan gözler…
Belki de kurumuştur köşedeki asma
Dallarına baykuşlar konmuştur
O yüzden bir garip çıkar sensizliğin sesi
Söylenmemiş şarkıların nameleri duyulur uzaktan
Postacı gönderilmemiş mektupların habercisidir çoğu zaman
Belki de bir ucu yanık mektup taşıyordur
Çalar kapımı gün ağarırken
Bir gerçek var ki dile getiremediğim
Tek başımayım bu koca şehirde
Işıl ışıl bir yalnızlık var üzerimde
Ne yana dönsem hüzün
Ne yana dönsem yokluğun çıkıyor karşıma
Belli ki;
Tutkulu bir aşkın kollarında ihanet
Aşka aşık olmuşken gönüller
Zihnimin derinliklerine gömdüm
Mazoşist bir yaklaşımla yaşadığım tüm acıları
İşte bu yüzden
Gece iyi anlıyor halimden
Ansızın yüreğime düşer
İhanete uğramışların ezikliği
Üzerini örterken seni anımsatan her şeyin
Sevinçle hüzün arası, bir savaşın ortasında bulurum kendimi
Gelgitler yaşar şaşkınlığım
Kalabalıklardan soyutlanır yalnızlığım
Karanlık sulara yelken açarım bıkmadan, usanmadan
Onlarca yılın özlemi ile katlanılmaz olur yokluğun
Böyle nasıl dile gelir söylenmeyen şarkılar
Yozlaşmış ilişkilerin doludizgin yaşandığı bu şehir
Nice aşklara mezar oldu, iyi bilirim
Kim bilir benden iyi sensizliğin acısını
Soluksuz kalan bir yürekteki kanayan yarayı kim anlar?
Ama düşlerimdeki
Masal gibi bir aşkın yaşayamayacağını
Anlattı sonunda sensiz gecelerden arda kalan
Hüzünler ve özlemler yükleyip omzuma
Sadece
“H o ş c a k a l şehir” derken
Asılı kaldı yüreğimde binlerce elvedan…
5.0
100% (11)