2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1846
Okunma

Unuttuğum duyguları çıkardım
Ninemin tahta sandığından
Doldurdum bir bavula
Ertelenmiş mutlulukları
Sırtladım hırçın esen rüzgarı
Düştüm martıların peşine
İmzasız bir mektubum şimdi
Dışı yosun tutmuş bir cam şişede
Bilinmez kıyılarda yönünü kaybetmiş
Dalgaların sesi tırmalarken ruhumun gizini
Sessizliğin gürültüsünde boğulurum
Uzaklarda bir çoban ateşi
Aydınlatır dünyamı
Tutunup ışığa var gücümle
Dolunaya bir merdiven kurarım
Her gece
Uzun upuzun bir film yaşadığım
Yıkıp eski köprüleri
İhmal edilmiş duygulardan
Yeni köprüler kurmalıyım
Yalnız ve umarsız bir tragedya örneği
Kıvranırken pişmanlığın pençesinde
Neşeli pervaneler gibi
Bir çoban ateşi arar gözlerim
Efsunlu bir ışıkta hayalin
Kilitlenir yüreğim
Yedi dağ arkasında sürgün
Yalnızlığım ve kaybolmuşluğum
Sonra birden söner çoban ateşim
Gerisi karanlık, yalnızlık, pişmanlık
Bu ceza benim değil
Bu suç benim değil
Boşa yargılandım bunca yıl
Keşkelerim parmaklık
Şimdi…
Cemreler düşmeli gönlüme
Ve ben baharın izini sürmeliyim
Paslı bir hançer gibi
Çekilip kınından
Yeniden bilenmeliyim
5.0
100% (6)