4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
6707
Okunma

Elleri ceplerinde bir yalnız adam
Amaçsızca dolaşırdı sonbaharda
Can verirdi binlerce sarı yaprak, ayakları altında
Oysa
Katili o değildi baharların
Hüzün
Özlem
Çaresizlik sarmıştı
Yalnızca yüreğini
Hüzün, yağmur yüklü bulutlar gibi
Dolaşırdı başının üzerinde
Ha yağdı ha yağacak
O nereye giderse
Hüzün orada bulurdu, yalnız adamı
Bazen gözlerinin pınarlarında göl olurdu HÜZÜN
İçinde nilüferlere yer olmayan bir göl…
Özlem, göğsünde bir yara
Asla kabuk bağlamayan
Ne zaman dokunsa acıyan
Ne zaman esse ayrılık rüzgarı
Hemen kanayan…
Kimse bilmezdi ölüm ne demek
O da bilmiyordu
Bilmezdi yaşarken ölmenin ağırlığını
Bir mezar taşıydı umutsuzluk
Her geçişinde Fatiha okumazdı
Ama
Yavaş yavaş kururdu yaşama gücü
Toprak olurdu umutları…
Yalnızlık bir kördüğümdü
İskenderin kılıcı da kesemezdi
Dururdu orada öylece
Ne çare
Gordion düğümü misali
Çaresizlik, gecenin bir yarsı uyanıp
Şiirler yazmaktı belki de
Oturup yatağına, ağlamaktı nedensiz
Şafakları beklemekti
Günün ilk ışıklarından medet umarak
Sevmek, başkaldırmak acılara
Baharlar yeşertmek karakışlara inat
Zamansız çiçek açan badem ağacı gibi
Başağa durmuş ekin tarlalarında
Can bulan gelincikler gibi
Karda açan ilk kardelen
Çölde yeşil bir vaha gibi
Meydan okumak olumsuzluklara
Yüreğin ısınması
Kar yangını şafaklarda
Sevilmek, içini aydınlatan güneş
Anlamsız bulmak
Divan-ı Lügatı Türk’deki
Tüm sözcükleri
Yaşama anlam katması
Göçmen kuşların
Çölde kum tanesinin
Okyanusta da damlasının
Tüyden hafif hissetmesi yüreğinin…
Yaşamak tak demişse canına
Yürüdüğün anlamsız bir yolun sonunda
Kalmamışsa bir tek çiçek
Bir dal ağaç
Bozkırsa gözünün aldığı her yer
Bitti sanmışsan tüm umutların
Sen yine de sarıl toprağa
“Benim sadık yarim
Kara topraktır” misali
Göreceksin nasıl yeşerecek
Dalda yaprak
Çölde vaha
Gölde nilüfer
Göreceksin nasıl salınacak
Nazlı nazlı
Rengarenk uçurtmalar
G Ö K Y Ü Z Ü N D E
5.0
100% (7)