4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
13965
Okunma

Kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime
Katran gibi bir yalnızlık sarıyor içimi
Bütün ışıkları kaldırıp attım bir yana
Yalnızlığın döngüsünde
Çırpınıp akan ömrümün
Kapılarını çalma boşuna
Gömülüp kaldım sancısına taşların
Dilsiz duvarlara sığınır yıkıntılarım
Sıvandı zamanın pasıyla
Yalazlanan şafaklarım
Hüzün penceresinde
Ve şiirin kanayan yüzü
Şimdi uçsuz bucaksız kül çölü
Bin yıllık gizini çözer Zühre
Karanlık sokaklarda sürgün bir hayat
Sığınır gözlerimin deltasına
Yırtar geceyi kanat sesleri
Gitme kal der, kal benimle
Kırılır gözlerinin ebemkuşağı
Düşer kanayan yalnızlığıma
Hayallerim boğazımda bir mengene
Ve yaralı sesler çıkmazı
Yüreğim yangınların közü
Çığlık çığlığa vapur düdükleri
Geceyi sarar düşlerimde
Karşı sahilde yalnızlık
Yitik bir anı gibi savrulur rüzgârda
Telaşlı yağmurlar gibi yitip gittim
Külüstür bir yalnızlığın peşi sıra
Yıldızların balkayan ışıklarında
İp ince bir dilim gibi şimdi ay
Eksilir yalnızlığın koynunda
Güneş nerede doğar
Nerede emzirir onu
Bir senfoni gibi kulaklarında yankılanan
Bir dua gibi ezberlediğim
Sevmezsen bir çakıl taşıyım
Sevmezsen duvar gibi sağırım
Körüm, bir ot kadar
"Anlamıyor musun?
Gökyüzü aydınlık olsa da
Sensiz
K a r a n l ı k t a y ı m"
5.0
100% (6)