Bilin bakalım elimde ne var?
Sihirli bir değnek.
Masal kahramanlarıyla beraber,
Bana yardım edecek.

Değneğin sayesinde önce Pinokyo geldi.
Yalandan korunmam için tedbir almamı söyledi.
Can kulağıyla dinlerken onu,
Burnu uzayıverince değiştirdi konuyu.

Pollyanna yetişti imdadıma,
Mutluluğu oynamayı teklif etti bana.
Devekuşu misali başını kuma gömmeyerek,
Hayata küsmemek gerektiğini anlattı gülümseyerek.

Ali Babayla beraber mağaranın kapısına gittik.
İçeriye girdiğimizde hayatın anlamını öğrenecektik.
Beni bekleyen hazinelerin neler olabileceğini düşünürken,
Kırk Haramiler geliverdi “Açıl Susam Açıl” diyemeden.

Sıraya girmişti Yedi Cüceler boy boy…
Sekizinci cüce kayıptı onu bulmak ne kadar da zor!
Pamuk Prenses kulağıma fısıldadı,
Kayıp olan cücenin adı AŞK dı.

Kül Kedisiyle beraber başladık sohbete,
Bana da hizmet edeceğini söyledi neşeyle.
Sabretmenin öneminden dem vururken,
Saatine bakıp gidiverdi aniden.

“Unutmanın en kolay yolu uyumaktır” dedi Uyuyan Güzel,
Sıkıntılarımı ertelemek için bunu çok sık yapmalıymışım meğer.
Asıl rüya uyanınca başlayacakmış bilirim,
Uyumak ne mümkün, hayatın içinde olmayı isterim.

Tüm görkemiyle geldi Alaaddin’in Sihirli Lambası
Gerçekleşmesini istediğim bir dolu dileğim vardı.
Üç isteğim bana kısa yoldan verildi.
Çabalamadan elde edilince eski önemini kaybetti.

Anladım ki asıl kahraman olan benim
Sihirli değneğe de gerek yok mucizeler benim eserim.
Olacak olanlara vereceğim istediğim şekli.
Başrolde de ben oynayacağım , BEN olmadan neyin önemi var ki !