turnalar
özgürlüğün resmini çizerken göç izlerine
aralarına aldıkları bir kadın portresini
dağların ağaçlarla kaplı yeşiline asar geçerler

yün eğirmiş kolların
uzantısına düşen kınayla avuçlu eller
hayatı öğrendikleri kadar yaşar
yaşayamadıkları kadar üşürler

kardelen
Berfin tazeliğiyle yırtarken karın derisini
direncinin var oluşunda konaklar kadın kökleri
gölgeler
ey emeğimin yeni bacısı
gölgeler geriye düşmüş ölü yalnızlık
kadına çarpıp geçen bir öykünün başlangıcı
mart sekiz
direniş
uzun saçların kıyısında deniz
denizin dalgasında kadınların düşleri

Meryem hala kadın işte
Rosa Luxemburg bir devrim ateşi
Eva peron yoksulun aşı, kadının adı
ey yüreğimin medeniyet toplayan kadını
yağmurlar değdiği vakit annelerin cumartesine
zılgıt açmış bir çığlıkla
kop yüreğimin ülkesine
terinde krizantem özgürlüğü
gözlerinde mezopotamya aşkları olsun
ey ruhumun huzura kavuştuğu yaralı
kadınlarki
acıyı düşlerinde bile hissederken
onların tenine gömülüyor her ölen çocuk
ve resmi olmayan kadınlığın ziyanı
ve yasadışı bir düzenleyiş kadını suslara yazgılamak

sağılmış sonsuzluğun terk sağırlığı
geriye susmuş entarili zamanlar kaldı
her gelen geçen kör bakmış
bacak arasından
dünyayı bahşedene
ve dilsizliğin o saklanışıyla susmuş tüm değerler

sen ey devrimin kızılcık şerbetini bana içiren sevda
gün olur
tüm hürriyetiyle
yaşamın alnına serilir kadın
karanlık dize gelir bir mor şafak saatinde
ve arzın her yerinde
umudun Berfin’leri açar hep yeniden ...!