6
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1805
Okunma

göçük
kundaktaki azınlığın
ninnilere belendiği coğrafyada akla beni
sıvasız duvarlara
çıplak acılarını yağdırdığı zaman yağmur
düşlerin çömleklere saklandığı çağın
gerisine örtündü evliyalık
sanırım
bir uzun havanın koynunda basılmıştı o an
kayıp kentin ozanı
anneler sağır çığlıklar uyuturken
çocuklar görmezden gelinen uçurtmalarıyla ağlardı
yüzü sökülmüş susmalar
ağır kenger külleriyle dağılırdı miraca
öz doğduğum topraklarımın
üvey yanlarıyla büyüdüğüm
kimsesizliğimle tanı beni
krizantem sürüleri son üşümeyi alırken içine
kokusunu duyumsayan bir türküyle ağırlaştı
sislere boğuk savaş ölüleri
buğusu esir kalmış
bir somunun paylaşımını
kurban vermişti yoksulluğun çürümesi
ah ezanıyla
besmele üfleyen rüzgarlar
dağların kar sularını saklarmış dedi
gri nemiyle yüzyılın terbiyecisi
doğulu batı gözlü ölü kuşlar
onun kelimeleriyle havalandı
kıl çadırların
göçe zorunlu hayatlarından
ağaç köklerine sürgün zabıtlarda
fişlenmiş duygularım ağrırken
her düş tutulmasında
pusulası kervanları şaşırtan masalları uydurdum
seyyah şiirlerim doğdu yalanın hüznüyle
hiçbir anıya bağlamadan
kırgın yolların simyacısı oldu arınmam
başımın ucundaki kitapların
resmi olmayan yaşanmışlıklarını
ülkemin tamda susmuş yerine çiz
gülüşler belenmiş
ağlamaya tutsak köylerin
küllerine bas aklımın yaralı şiirlerini
orada suyun direnmesini duyarsın
bin koğuş barındıran mağaranın
içinde saklı ıslaklığıyla
ifşa bakmalarına al beni
pazarlıksız hayatların
bedava satılmış yarınlarıyla
ezgilerin haykırışını kundakladı resmiyet
dahası yorgun bezirgan yıldızlar
orantısız suçla teşvik etti
isyana dönük manzaraları
serüven yalnızı eşkıya ateşleri
çobanın yıldızlarına eriştiği vakit
yırtılan denizler gelir
faili meçhul kentlerin
dağlarla örülü saklanışına
içimden koparıp aldığım
bir çığın büyümesiyle
arınır kirlenmiş lisanlar
öyle garip oluşuna bakma
bir dilin susturulduğu yerde
kopar en kişilikli harflerin isyanı
takvimlerin yaprakları
her ağaran günün
bitişine bakmasıyla
usulca düşer tutuşturulduğu meçhulden
terk aşkların teneşire yatırılmış
aklımın geçişlerinde
geceyle sabahın ortasında kavra beni
bulutlar sağılan
üzeri zikir kalabalıklarla duala hayat dediğini...!
hayatı ördüğüm zamansız acılarıma minnettarım