6
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2210
Okunma

.
avludaki ağaç-taş kovuklarında
duvardaki folluklarda ,
sahtiyan , gön , eski-yamuk çivi,
koyu kahverengi cam şişede katran,
yanıkyağ bulunur
pabuç yirilir , beldanat ayrılır,
çapanın sapı gevşer,
keçiye kene atlar,
boyunduruğun kayışı kurur
kimin keseri, tahrası, bışkısı , goca bışkısı
algısı , belgisi , kosası, orağı, goca orağı
terezisi, şiniği evinin neresinde durur
herkes bilir, alır, kullanır, korur
herkes bilirdi, kimin nesinin kimde olduğunu
küssük , balyoz, nacak, balta, kazma, burgu
usta evlerinde olurdu
ayağı kırılmışsa bir keçinin,
dedem iki tahtayla seyik düzerdi,
içim sızlardı dakkalarca zorla zapdederken keçiyi
anlar;“-bu işi yapması gerek birinin,
değilise hayvanca(ğı)z topal galı(r)” derdi.
birinin kolu-bacağı incinse,
ona gelirdi,
zeytinyağıyla ovar nedense,
mehremet etmezdi.
hem kendileri gelir yalvar yakar hem de
“-len valla İrbem dede seninki de
“gavır ezziyeti” derlerdi
iyi olunca da; bi tas yoğurt,
veya mercimek
ya da haşgaş, olmadı fasille
me(v)simine ğöre erik, armıt, gayse
hediye getirirlerdi..
o zamanların kırık-çıkıkçılarından
Hacosmanoğlu “-bre ğidi teze deri”
Mullahasanların Melit “soğan”
Topal Ismayıl da “-ille sıcak aş” derdi
Kursarılı Hasan Hoca “-bal her derde deva”
Ebeme göre ille dova “-iki elhem bi gülfalla”
kimden ‘el aldı’ysa neden sonra Akaba
“-hamilecisin anam müşdemi isderin haa”
“-tee bilmen nerden ona geliyollar”ımış
“-yıllardır kısır bilmen kaç garıyı,
çocuğa kavışdırmış”...
“-Akdağlı filancanın ganser olduğunu bilmiş”
“-bire ğidi İsdambola (y)etiştirin demiş”.
her zaman, her konu
köyde her şey olurdu
derde derman uçu
kendinde olmayan
gonu-gonşudan
bulunurdu..
DİPNOTLAR
kovuk : çukur, oyuk
fol/hol: tavuğun üstünde durarak yumurtlaması için follukta (holluk)saman üzerine bırakılmış yumurta
folluk: kümesin duvarında tavuğun sığabileceği büyüklükte oyuk
sahtiyan: keçi derisi, (ayakkabı eskisi)
gön: dana derisi, ağaç aletleri tutturmak için kullanılır
yirmek:yarmak
beldenat:kağnıya sap vermeye yarayan alet, anadut, anadat
kene: kan emici asalak bir böcek, sakırga
bışkı / bıçkı: testere
algı: haşhaş başağından “afyon sütü” toplamaya, biriktirmeye yarar alet
belgi: kalıp, tahta kerpiç kalıbı
şinik: 8 kiluluk tahıl ölçeği
küssük: küskü, manivela
burgu: ağaç delgisi, matkap
usta : kastedilen taş duvar yapıcısıdır
seyik: kol ve bacak kırıklarında kemiğin doğru kaynaması için yanlara konulan tahta, atel.
mehremet: merhamet, acıma
bire ğidi : alel acele, çok acil.. aman gecikmeden
Resim: Dedem
Hüseyinbey Oğullarından
Hacımemedoğlu
Rahmetli İbrahim Çelikli
Cennet Mekan Olsun
katkıları için: gönül dostlarıma teşekkürler..
5.0
100% (4)