4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1350
Okunma
İçini sersemleten boşluktaki fikirler
Zamanını almadan, kendine gel ey neslim!
Kalbine kasvet sokan, loşluktaki fikirler
Zamanını çalmadan, kendine gel ey neslim!
İçte gaye olmayıp, seni senden aldıran
Bir ışık vermeksizin, karanlığa daldıran
Cüretkârca sık sık, benliğine saldıran
Hüsranlara dalmadan, kendine gel, ey neslim!
Bak mazine neler var, şimdi kaldın fermansız
Boşluktasın ey neslim, fikirlerin ummansız
Eritmesin zamanın, olmayasın dermansız
Eyvahlara kalmadan, kendine gel ey neslim!
Yüreğinde mevsimsiz kararan güllerini
Işıksız yürüdüğün amaçsız yollarını
Sevdasız çırpındığın çaresiz kollarını
Enginlere salmadan, kendine gel ey neslim!
Yalanlara koşturtan, çevrendeki konuklar
Gerçeği anlatmayan, aldatıcı tanıklar
İçini bir hoş eden, cezbedici ışıklar
Yüreğini çelmeden, kendine gel, ey neslim!
Aklını çelmek için, hazırlanmış ökçeler
Seni dermansız yapan, kasvetli düşünceler
Yıldız gibi görünen, boşluktaki zirveler
Varlığını delmeden, kendine gel,ey neslim!
Ey benim, kızım, bacım, ey benim oğulum!
İnanın ki söylerim, sizlersiniz sağ kolum
Bitsin artık hüzünler, sizlerle tütsün yolum
Hüsran vakti gelmeden, kendine gel, ey neslim!
" Allah " diye söyleşen, kalbinin duasıyla
Sonsuza kanatlanan, gönlünün bâlâsıyla
İçinde tükenmeyen, memleket sevdasıyla
Hüzünleri bilmeden, kendine gel, ey neslim!
Seni darlığa sokan, kahredici elemler
Etrafında oluşan, anlaşılmaz sitemler
İçten içe kemiren, yok edici matemler
Benliğini dilmeden, kendine gel, ey neslim!
Hazırlanan tuzakla, hayalini yakanlar
Seni hep günden güne, boşluklara tıkanlar
Hoyratça şaha kalkıp, kimliğini yıkanlar
Toprağını silmeden, kendine gel, ey neslim!
İnancını yok eden, günahları yakarak
Binbir şevkle yeniden, güneşlere akarak
Altın ışıklar saçan, tarihine bakarak
Henüz ışık bulmadan, kendine gel, ey neslim!
Sana hep yürek veren, kalbindeki özünle
Asırlara hükmeden, dilindeki sözünle
Âtine can verecek, alevlenen közünle
Hüzün vakti olmadan, kendine gel, ey neslim!
Boşlukların içinde, asılmış çıkıntılar
İnançla örülmeyen, sevdasız sıkıntılar
İçinde oluşacak, çaresiz yıkıntılar
Yüreğine dolmadan, kendine gel, ey neslim!
Gününü öğüttüğün, harmanın sırasında
Yıllarca boğuştuğun, dertlerin arasında
Kapanmaz sızı gibi, içinin yarasında
Yaprakların solmadan, kendine gel, ey neslim!
Damarında yücelen, geçmişinden şevk alıp
Bağrı yanık yürekle, Yunus’undan renk alıp
Neyle karındaş olup, Mevlânâdan aşk alıp
Zamanını yolmadan, kendine gel, ey neslim!
Hedefleri büyülten, içindeki aşkınla
Öğüt kötülükleri, kalbindeki çarkınla
Kimseye benzemeyen, sendeki farkınla
Yürekleri bölmeden, kendine gel, ey neslim!
Ey benim, kızım, bacım, ey benim oğulum!
Pervâneyim söylerim, sizlersiniz sağ kolum
Bitsin artık hüzünler, sizlerle tütsün yolum
Günah yüklü ölmeden, kendine gel, ey neslim!