İğnem hüzün dikecek bugün,
Deliği tutturabilsem,
İpi geçirebilsem bir kere,
Sana gelen tüm ayrık parkeleri dikebilsem,
Yürüsem sana,
Bitirsem yüreğindeki kıyameti,
Bilirim çok severdin anneni,
Mesela annen olsam,
Doğursam seni yeni baştan,
Okşasam saçlarını,
Örtsem acını ellerimle,
Sana yazılacak birkaç liriğin dışında,
Büyük bir şey bulsam,
Tohum gibi,
Hayır,
Başak gibi,
Yontsam onu, ezsem onu,
Mesela tandır ekmeği gibi,
Kokusu üstünde,
Sana getirsem,
Bana gözlerinin bağını göstersen,
Sıksam bütün kudretimle,
Şarabımı yapsam,
Avuçlarından içsem,
Sarhoş olsam…



Bir asır daha öteledi aşkın ömrümü,
Ve sensizlik hala koynumda gayri meşru,
Güneşe bakan evim tanklar gölgesindeyken,
Hala gidişinden palet izleri ile yaralıysa bedenim,
Gecenin cebinden düşen aşk bulmamışsa malikini,
K /alem burnundan soluyorsa aşkı,
Bir fec-r vakti,
İki rekat namaz kılmak farzdı gözlerinin mabedinde,
Arşınla ölçüp getiriyorum sana kelimeleri,
Biri kardeş sıcaklığında, biri yar dizeler,
Birbirlerine kertilmiş acılar,
Yurtsuz şiirler,
Sana gelmek için yola koyuldu,
Susuzluğa dayanıklı develer refakatinde.

Kozmik sancılarla ağlıyordu gökyüzü,
Tanrı kibritiyle aydınlatıyordu zifiri karanlığı,
Ben ellerimle yoklayarak yürüyordum sıratı,
Karanlıktı,
Kalemim üstleniyordu suçumu,
Fez/lekesi yazıldı günahımın;
Tanrı affından mahrum,
Kalbim bana yük oluyor.
Tanrı aşkına.