2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1256
Okunma

koca karıların ellerinde,
birer kör, isli korunaklı kandil..
ya da gemici feneri
“ülüzgerden saklayan ay bacım” diye
öneceklerine saklayarak
karanlıkta yol alarak
teravihden sonra ev gezmelerine giderlerdi
kapı arkasındaki,
ipi testiye bağlı bez tıkaçlı toprak testi
ve tepesinde ters geçirilmiş
kalaylı tastan,
birbirlerinin artık suyunu içerlerdi
ebem daha yola çıkmadan
“sözümü dinemezseniz,
bit taha gezmeye götürmen” diye başlar
“bişiy yeme”mizi
“su işme”mizi yasaklardı..
okşarlardı başımızı,
yaşlı elleriyle, “musavir” ebeler,
öneceklerinin derin ceplerden,
ya da kuşak arasından
çöplü kuru üzüm,
kırık püskevit,
sert, kirli akide şekerle
sevindirirlerdi,
önce bana verilmişse,
agam küserdi
kekik ya da ot çayı
pişedurur bir yandan
sobanın üzerinde
mekge patlatılır,
kalburla çalı ateşinde
toprağa gömülmüş pelit,
palamut, nuzgurt
dişi olmayanlara nohut kavurkadan kavut
gevinti kuru üzüm, püskevit
okşar başımızı,
yaşlı elleriyle, ebeler,
derin ceplerinde, akide şeker
aynı tastan su içer
tesbih namazı, ilahi..
coşar bazen “hu çekerler ”di
DİPNOTLAR
ot çayı : dağdan toplanmış adaçayı türleri (şalba, kekik, düğmeli)
mekke: mısır
nuzgurt: meşe palamutunun pelidi.
gavut: kavrulmuş ve döğülerek ezilmiş, öğütülmüş nohut kavurgası, içine şeker vs. konularak yenilir
gevinti: kırıntı eğlencelik
hu çekmek : tesbih, zikir
GAZYAĞLI TENEKE KANDİL
5.0
100% (2)