5
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1616
Okunma

büyümeli...
üzerine
yer sofrası giyinmiş çocukları
toprak damlara serilen ıslak ağıtlar
kapısı devrik taş duvarların yasında saklarlar
yakılmış lisanların külleri
kimliksiz büyümelerinde
gözlerinden akan dağların
başladığı yerde savrulur
ısırılmış düşlerini ayıplar tanrı
kitaplardan toplanmış duaların
el açılıp göz kapanan kentlerinde
yalvarışa kopar ansızın
utanır çocuk mezarlığı ülke
irin sellerden akan tarifsiz sabır
Cudi’nin göz yataklarında çatlar
her rengin
o topraklarda
biraz üşümesi
birazda ölü bakması ondandır
...
tandır ekmeğinin buğusunda
çıplak ayaklı masallar uçururken büyüseler
gördükleri sınır içi hayata gülümserlerdi
ağlamaların diz kapağında kaldığı bir anlık acı
gerisinin koşarak rüzgarı içmek olduğunu anlarlardı
ay ışığından akan yansıma
her birinin saçlarında okşardı geceyi
tandır ekmeği buğusunu kaybetmeseydi eğer !
kefenlenmiş
mağdur oyuncaklar verildi ellerine
suç büyüdü
onlar çocuk kaldı
tecrit içinde bir yaradılışın
göz hapsinde yaşıyorlar...!
çocukların gözlerine kurulmalı dünya...