4
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1331
Okunma

Bir günün en mümin dakikası,
İkinci celsesinde Gönül’ü bir duruşmanın,
Gizli tanığıydım ben.
Göğüs kafesimdeki et parçasının,
En mütemmim cüz’ü sen.
Yüreğime ıslak ayaklarınla basarak,
Aldın ömrümün gusül abdestini,
Şimdi asgarisi ödenemeyen gün/ahların kefaretini istiyor iblis.
Ve karar tarafıma tefhim edildi.
Seni;
Kıyasıya sevmesi gerekirdi aslında,
Olay yerinde hatta tüm tutanaklardan gizli,
Öyle bir şiirin ulu orta yerinde değil,
Gönül kafesinde mesela,
Her şair biraz bahsedecekti senden,
Ben gözlerini yazacaktım kimse bilmeden.
Gözlerin,
Kudüs’te ağlama duvarı,
Şam’da kaysı,
Mardin’de vaftizdir,
Sofidir küçük mahalle camisinde.
Beline kadar soyunmuş,
El eder bana camdan,
Gözlerin,
Özgürlük anıtıdır yüreğimde,
Bülbüle nasihat eder vakitli,
Çay’dır sur dibinde, Amed’te.
Zorlu bir inşaat gününde işçidir gözlerin,
Sıvar bedenimi her gece diliyle,
Hece hece.
Gözlerin;
Kurtalan’da demirdir,
Pervari’de kurşun yarası,
Siirt’te ırkçıdır,
Midyat’ta Süryani,
Dersim’de katilamdır.
Göçebe bir dağlıdır gözlerin Çemi kari zozanlarında,
Güder bedenimi arafa,
Gözlerin;
Yusuf’tur kuyuda,
Allah gecinden versin suyunu.
Züleyha bulsa da,
İffettir gözlerin,
Perçemi kan karası,
Yüreğimden akan.
Gözlerin;
Eylemdir sokak ortasında,
Devlete karşı gelmektir,
Devrimci bir ateştir,
Uslu bir çatışma gecesinde ellerimi ısıttığım.
Oysa ben;
Ulu orta bir şiirin göğüne,
Bedenini yazmıştım.
Sol memenin üstündeki mayına basmıştım.
Sakat yürüyordu her şey,
Biraz aksaktı ömrüm.
Böylece;
Üzerime atılı suçlamaları kabul ediyorum…
Nöbetçi_Piyanist