7
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1781
Okunma

küçük küçük ayıklanmış aşkları
bir bahar ezgisinde yeşile boyasana sevgili
üzüm bağlarının tozlu dar yollarında
üşümeye acıkmış bir sabahı kurup hayata
yeşillere boyalı aşkları
üzüm dallarına tak sonra
karşı dağın duvarlarına yazılmış ağaçların arasından
bağıra çağıra gecikmiş bir bebek gibi gelen
ırmakları hatırlat
özleme bağdaş kurduğum gecenin kucağına
acılı bir ninniyle sağ yıldızların ışıklarını
el ayak çekilir
yalnızlık uyanır gözlerine kaçan gitmelerle
sen yinede ağrıyan yanıma yasla karanfil çiçeklerini
ve daldığım düşün üzerine
bir parça sen ört sevgili
ardıma sığınmış denizin dalgalarını
kirpiklerinin sularıyla karıştır
biraz kış biraz bahar
ve çokça güz ağla bana
ıslanırken üç mevsim
ben yazın serin geceleriyle dalayım
rüzgar taktığın saçlarına
aklın alamadığı bir masalın
hiç anlatılmamış yerinde öğret bana gerçeği
bir devin nasıl yalnız kalışını
ve konuşan hayvanların
dilinden anlat hayatı sevgili
...
bir caddenin kaldırımlarını adımlarken ömrüm
yanından geçtiğim camekanda görün bazen
kafamı çevirdiğim her kutsallık sen ol mesela
çocukların seslerinde duymalıyım seni
vapurun çığlığından bir tutam sen gelmelisin kulaklarıma
tezgahlarda dokuma yapan kızların gülüşlerinde açmalısın
işçilerin yorgunluğunda sevmelisin beni
acının yoğun beslendiği şu hayatın
tanıdık yüzleriyle bakmalısın bana
ve bir zaman ayracı gibi
sanık yaşamımdan
özgür hayallerimi ayırmalısın sevgili...