4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2570
Okunma
mavinin gökyüzüne duyduğu minnete imrenip
öyle sevdim yeryüzünün şefkatini
kendimi bulduğum bu arafta
belki dedim
belki o da bulur beni
-I-
şimdi sana kendimi ihbar edeceğim şiirim
maviyi ben çaldım gökyüzünden
lirik hislerime mürekkep olsun istedim
içerimde bilindik sırlar büyüttüm
duyanlar içerledi bana
ölü doğsaydım annem çok ağlardı
o ağlamasın diye, ben ağladım doğunca
gördüğüm bir düşte ölüm geçti kelamlarımdan
o düşte
hafifletilmiş cezaya mahkum ettiler tüm martıları
ya üşürse diye içimdeki martı
en çok içimden kaçtım
düşünsene, o daha hiç uçmadı
yasal bir suçtan yargılandığımı sandım
katlanmazsam ağır ödeyecektim sanki bedelini
katlandığımdan daha acısı olabilirmiş gibi
oysa ben sadece
buhranlarımız kefen diye sarılırken ayrılığa
üzerimize sinen bu sersefilliği kim çekip alacaktı
merak ettim
çünkü ben, sahip çıkılmamamış yalanları
doğruların bileklerini keserken buldum bu düşte
o düşte neden toprak kokmuştu ki benim sevdiceğim
anlam veremedim...
-II-
senden çok şey istemedim toprak kokulum
bazı gecelerde, şizofren kabuslar görürken içimizdeki aşk
akıllı gerçeklere uyandır istedim beni
çünkü ben
kabusu ölünce, uykusu bölünür müydü bir gecenin
bilemedim
bilmek istemedim...
-III-
gördüğüm bu düşte sevdiceğim biz, ikimiz
cenazesini kimsenin taşımak istemediği satırların
yasını tuttuk birbirimizden habersiz
belki gerekli belki gereksiz
ağlamaklı baktı yazamadıkların
baktım
yazdıklarıma ağladım...