18
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
1842
Okunma

-an
ilhamını aldığın geceden intikamını alan gün ışığına
ve sana birikmiş tüm anılarımın bana bedel olarak sunduklarına
ve sana ve bana ve aslında her şeye yazıyorum şimdiki zamanı
çünkü öncem sende, sonran bende... an’dan başkası yok anla
anla yok ondan başkası, yok yokluğundan başkası
şiirde imge
şiirde sen
şiirde buğulanan kor bir korku sonrası
ellerinde keskin kalemlerin bıraktığı kan pıhtısı
o ses, o nefes, o hevessiz söylemlerin içinde
ve senin içinde... durduramadığın bir film oynadı
yüzünde yorgun bekleyişler... nerde kaybettiğinle
nerde hazmettiğinle, nerde tükendiğinle eş zamanlı
geç zamandan şimdi sen, geç şiirden, geç korkularından
çünkü yarım bıraktığın her satır biraz iç kanamalı...
-içinde
suskunluğumun çizemeyeceği tablolar da vardı
ve çizemediğim için göremediğin renklerim.
biz hissetmeyi İlhan’dan, Süreya’dan, şiirden
biz hissetmeyi yazdan, bahardan, gazelden
biz hissetmeyi aramıza vurulan yol namlı mesafelerden
biz hissetmeyi Şems’ten öğrendik.
ömrümüze armağan diye sunulan her kelimeyi yazdık
okuduğumuzu anlamaktı hayat, anlayamadıkça azaldık.
dibe vurduğunda vicdanın, aynada ki yansımanda ben
aynada ki yokluğunda sahte masken
aynanda işte tüm kırgınlıklarım ve kırdıkların ve unuttukların.
baktığında, beklenmeyen sancılarla ellerini kopardı rüzgar
uyuduğunu sandığın bir gece
karanlığına takılıp düştün kabuslarının
yazamadıkların kadar kurudu dilin damağın
-sustun
bu belki bir acıdır yasallığını şarkılarda unuttuğun
ve umduğum tüm melodilerin huzursuzluğudur uykusu
öyle ya, belki bu bir oyundur çocukluğumuzun ötesinde
belki benimdir, belki senindir, belki sahipsiz bir şiirdir bu