1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1083
Okunma
gün solar , gri perdeler üzerinde
sesler süzülür , karanlık demlenir
adımlar damlamaz olur köhnemiş sokaklara
misafir pijaması gibi eğreti bir uyku belirir gözlerinde
ellerinde arayış , ellerinde şarap ve blues yol alır
ve korkular ölçüsüzdür , nezaket yapmacık
sahipsiz bir sanrı takılır peşine
art arda kaçıncı günün toparlanıp gidişidir bu...
hüzünlü bir melodi düşer aklına , sonra birkaç anı
can çekişen bir orospu gibi bakarsın geçmişine
kayboluşuna.
o sıralarda
ölüme giden her yol kestirme sayılır.
ve tepende durmadan dönen pervanenin yarım yamalak esintisi
modası geçmiş bir mastürbasyon biçimi gibi
boşlukta asılıdır.
gürültü devinir , gün doğar
kelimelerle cüzdanlarını aynı cebe koyan insanlar
telaşla
durmadan durmadan durmadan
birbirine sürtünen insanlar...
hepsi biraz ölür eş zamanlı
herkeste o titrek bekleyiş
kaçınılmaz son.
dostlar
meydan ölür.
biliyorum
siz de bilin
o şehrin tozu , hayallerimin külüdür
Onur Özkan