0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1383
Okunma

Bu gece,
Son notası da çalınan aşkımızın soluk şarkısı,
Mesut yarınlarda kalmak için
İnat etse de
Bitti artık…
Peki, sen şimdi gitmek için toplasan da
Yüreğindeki bavulu:
İçine benden hiçbir iz koymayarak;
Biz seninle aşkın, şaşkın çocuklarıydık.
Bir çırpıda yaşadık,
Bedenimize büyük gelen sevgimizi ve
Yine bir çırpıda bitirdik
Ruhumuza dar gelen umutlarımızı…
Ama ne olur,
Ayak izini benden götürmeden
Son bir kez daha tadayım
O isyankâr dudaklarından
Sonsuzluk denen nimeti.
Kavgaları, elbise misali bir kenara fırlatıp
Ayrılığın tadını çıkaralım.
Gülüşlerimizdeki masumiyeti öldürüp
Kıralım tenimizin zincirlerini
Son bir kez daha…
Gecenin tahtına kurulmuş ay ışığında
Vampir misali kanatalım!
Aşkın ıstırabında yanan vücutlarımızı:
Anıları, şehvetin darağacında
İdam ederek.
Düşünmeyelim!
Sabahın ilk ışıklarında
Birbirimizi terk edeceğimizi
Koynumuzda büyüttüğümüz,
Şarap tadındaki arzularda:
Son gecemizin krallığını yaşayalım!
Dilimizdeki açık seçik heceleri,
Azat ederek.
Şimdi bu son gece sevişmesinde
Ertesi gün yollarımızın
Bir daha kesişmeyeceğini bilsek de:
Bozalım!
Fikirlerimizdeki ezberi,
İlkmişçesine silelim!
Mazimizdeki yaşanmışlıkları ve
Yanalım!
Göğsümüzde harlayan aşkın cehenneminde
Belki de çırılçıplak hayallerin
Salaş bir batakhanesinde
Kırmızı bir yazgı olup tükenelim!
Telaşları, kuytu bir romanın
İzbe satırlarında öldürerek…
Ve günahın kardeşi olduğumuz
Bu son gecemizde
Hatta zamanı dondurduğumuz
Bu ateşli savaşta:
Öylece kimse bilmeden bitsin!
Şeytana uyduğumuz
Bu mahşer…
Barış Ünlü ... şiir işçisi