11
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
1470
Okunma

Masaldan bozma anılar bıraktım ardımda
kırık dökük umutların çığırtkanı maviler...
boyumdan büyük sevdalara açıp yelkenimi
savurdum saçlarımı dümeni kırık denizlere
Bakmayın büyüdüğüme, aldanmayın çizgilerine alnımın
ben hâlâ; ellerini korkuyla ovalayıp
yüzünü yalanlarla yıkayan küçük bir kızım...
Hem ne ki yaşamak dedikleri
hepsi hepsi giydiğim şu kıpkızıl kaftan
ne varsa aşk adına
dîni imanı talan!
Yormayın kendinizi oyunlara aldanıp
gerçeği yalanla bir güzel harmanlayıp
şahsına münhasır bir kılıkla dolanmayın!
öyle çok oldu ki yüzünüzü göreli;
şimdi ne saklambaç ne körebe kurtarır
ellerinize yapışmış kahrolasıca kiri!
Zannettim ki ben;
gölgesi büyük olur kocaman adamların
bereketi çağırır yeryüzüne avuçları
bir yürüdüler mi, inler toprak adımlarıyla..
ki heyhât! Onlardır;
zulasında bin bir çeşit cefâyla
yüzü toprağa, gözü nâmerde bakan
endâmı gece, ecrâmı zifir
zembereği boşanmış bir saat gibi
olmazlığa kurulu infilâk dizileri!
Sonrasında yalnızlık en koyusundan
pişmanlığa belenmiş kesif bir akşam uykusu...
sağır kulaklar, kör gözler birliğidir
var olmanın dayanılmaz uğultusu..
Varın siz hâlâ kuş zannedin
gökyüzünde kanatlı gezenleri..
oysa ki ne martı, ne serçe
ne de kırlangıçtır görüp bildikleriniz..
her gidenin ardından bedeninden kopup düşen
ayrılığa kenetli bir çift eldir kendileri...
Özlem Tarhan
18/nisan/2014