8
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1703
Okunma

Kırıldı işte sûretine gömdüğüm gökyüzü
kıbleye durdu ne varsa aşk adına
ellerim telâşlı gonca açmaya korkan
parmaklarım dikenli teli ömrümün...
Terkisinde gecenin bir ince hicâz
mâhur bir bestenin koynunda uykum
geçmiyor bir türlü sana mahmurluğum...
Zâtına hayranlığım ezelden başlar
kırdığın aynalarda tuz buz olmuşum
sen ki dalar gözlerin batarken güneş
ağrılı zamanların bezgin voltalarında
çıktığın yollarca uzarken zaman
oracıkta serilir önüne rûhum...
Hücresinde yüreğim çile doldurur
katıksız hapislerde çürür ellerim
tenimde eriyor bak gâfil düşlerim...
Çekiyor sırmasını yüzümden güneş
kimsesiz bir dağ başıyım
eteklerimde kar..
üşüdükçe savruluyor enkâzım
gayrı hükmüm kalmamış sevda türkülerinde
dokunma tellerime; kayıp mızrâbım...
Yokluğunun vebâlini astım ya boynuma;
bil ki, daha da bir şey olmaz bana!
Duy beni sevgili!
Dizelerime geçmese de sözüm
bir gün elbet dize gelecek özün!
Özlem Tarhan
Nisan/15/iki bin on dört
