5
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1973
Okunma

sen geldiğinde her gece vakti
gözlerin de gelir
gözlerime düşer bulutlar
ve ikimizin de bildiğimiz
söylenmemiş kelimeler
söylenmeye başlar yeniden
masamda takvim yaprakları
el değmemiş hatıralar
sonra yağmurlara düşer gözlerim
gözlerinde yağmurlara
ay mı okşar saçlarını
yoksa
ayrılık mı uzaklardan
bilmem
rüzgar susar seslerini
savurur yine
saçların düşer yüzüme
saçların saçlarımda aklar
ayrı mı düştük şimdi biz ikimiz
oysa ayrılmamıştık bile
dağınıklığını mazur gör
tozun toprağın
toplamaya çalıştıkça
dağılır bilirsin yüreğim geceleri
sen gelince biraz daha
sigaramın dumanında
yeniden
yeniden çizerim hayalini
ay gülümser
sonra sen ağlarsın gözlerimde
içsem sarhoş olurum bilir misin
içmem bu yüzden
çayımın bardakta buğusu üşür
sen iç , bana bakma gülüm
iyiyim ben
şekeri bıraktım
tatsızlığım belki o yüzden
haydi gülümse sen yine
ben de elbet gülümserim dert etme
iyi ki varsın sen sevgili
inan bana
sen olmasaydın
üşürdü ellerim bu rüzgarlarda
oysa pencerem açık
yüreğim çırılçıplak
ve açılmışken zamanın örtüsü
hiç kapanmamacasına
çok yalnız kalırdım
yaşanmaz olurdu dünya
mevsimsiz ayazlarda
solardı sen çiçeklerim
solardı belki bu sevda
bir akşamdan sabaha
bilirsin
hissettiğin kadar varsın
ya da
yoksun hissedemediğin kadar sevgili
hele ki , bu şehirde
hele ki , nisan da geceleri ...
Mert YİĞİTCAN
12 . 04 . 2014
istanbul
5.0
100% (18)