8
Yorum
16
Beğeni
4,9
Puan
2153
Okunma
İlk defa güldü derken bahtım
Bir anlık sarhoşlukla söndürdüm gönlümün ateşini
Kurşun yakmazdı belki de
Kördüğüm bakışın kadar
Yıllardır sabır savaşı veriyorum vuslat cephelerinde
Çoktandır hayat gözümden düşeli
Bilsem kaç kişi çiğnedi
Kaç kişi ayak bastı gönül denen tarlaya
Nedendir bilmiyorum
Aklıma aniden çocukluk fotoğraflarım geliyor
Yüzümde çizgiler yok
Ve henüz tatmamış ayrılığı
Çıkmamış sakallarım
Ve sonra kopartıp iplerimi
Açılıyorum bir dua denizine
Öylece dalıyorum uykuya
Sonra senin sesinle uyanıyorum
Nedense sabah için acele ediyor yüreğim bu aralar
Gittiğin yerden başlıyorum
Kalan saçının telini gurbet yapıyorum kendime
Bilsen kaç dile çeviriyorum adını
Ellerine benzeyen bir hüzün
Sıkıyor boğazımı
Çıktı çıkacak derken canım
Ölüyor anılarım şehrin karanlığında
Kuru bir dal gibi
Kalakalıyorum hayatın kıyısında
Debelendikçe batıyorum karanlığın dibine
Sabah diye beklediklerim
Dipsiz karanlık gecelerimmiş demek
Kendime itiraf ediyorum yalnızlığımı
Bilmeden bu acıların neye yaradığını
İşin kötüsü canıma yetti dedikçe
Kokun doluyor odama
O zaman anlıyorum ki
Artık ben ancak yaralanabilirim
Başkalarının dahi imrendiği
Can attığı o şey
On dokuzumla geride kalmış
Zamanın ötesinde akıp giderken yüreğim
Ölümden önceki son ışıktayım
Artık hiçbir şey masum değil yaşamak için
Son şiirlerimi kolumun altına alıp
Tebessümü yetim koydum bekleyişimde
Ve kendimi So(a)na bıraktım
Elbette günah benim
İyi de nereden bilebilirdim
Bir düğümün ömrümü kör düğüm edeceğini
5.0
94% (16)
4.0
6% (1)