1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1103
Okunma
Kaç acıya direndi kalbin
Kaç uykusuz geceyi yüreğinde söndürdün
Ve kaç sabaha gözlerini kırpmadan bekledin
Hangi yaranın içinde kabuk bağladın sen
Hangi sokağı ürkek adımlarınla geçtin
Senin aşkın bin ömrüm/e bedel sevgilim
Buğulu pencereme adını yazdığım
Şimdi yol üstü uğrarım sana
Bir bardak çayını içerim
İçim ısınır
Ellerini tutarım
Ellerim ısınır
Gözlerine dalarım
Gözlerim cenneti görür
Belki yeniden filizlenen bir gül’sün
İçimde buz gibi karları eriten bir baharsın
Belki başımı dizlerine yasladığım bir nergiz’sin
Bir yağmur tanesisin kirpiklerimi ıslatan
Belki bir otobüs durağısın
Ve son durakta tünemiş bir baykuş gibi seni bekliyorum
Senin olmadığın bu şehir ölü gibi uykusunda sevgilim
Öyle sessiz öyle sensiz ki anlatamam
Yağmurlar
Yağmurlar yağıyor bir yandan
Bir yandan rüzgarın sesi
Bir yandan toprak kokusu
Tenime
Tenime işlemiş sevdanın tılsımı
Senin aşkın bin ömrüm/e bedel sevgilim
Gözleri yollarda kalan çocuklara adını verdiğim
Bir istasyondayım, yanlışsa da
Bekliyorum ölümüne
Seni yazdım
Yazdım kalbime bir kere
Biliyorum geleceksin
Akşamüsteleri oluyor burda
Karanlık
Karanlık çöküyor şehre
Bekliyorum
Bir istasyondayım, yanlışsa da
Düş görmüyorum biliyorum
Senin yüzünü
Yüzünü görüyorum
Bir prenses gibi güzel olan yüzünü
Beklemesini bilmiyor değilim sevgilim
Heyecanım senin nerden geleceğin için
Ya geldiğin tarafta değilse yüzüm
Ya görmezsem geldiğini
Ya gözlerin
Gözlerin değmezse gözlerime
Ya çekip gidersen
Ben istasyonda beklerken seni
Puslu bir gürültü var içimde
Sanki dağların sisi içime çökmüş
Sanki içimde paslı raylar üzerinde bir çocuk yürüyor
Trenin geldiğine aldırış etmeden
Senin aşkın bin ömrüm’e bedel sevgilim
Beklediğim istasyona adını umud’um diye yazdığım..
İbrahim DALKILIÇ
06/04/2014
04:15 İzmir
5.0
100% (9)