1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1383
Okunma

(Zaptı yakın etti ölüm
Hücresinde kaldığım odamın)
Toz pembe hayallerimiz vardı
Adına mutluluk dediğimiz
O kadar çok işledim ki seni içime
Bir bilsen seni beklerken ne çok öldüm
Yığılsam şuracıkta
Sende anlarsın biliyorum
Yaşamaya mecalim kalmadığını
Sende seviyorum diyordun
Bende
Gülüşlerim vardı
Gülümserken çocuklaştığım
Çocukça sevindiğim
Şimdi kuş sesleriyle yankılanıyor
Yorgunluğumun penceresine konan serçeler gibi
Defalarca yazıp karaladığım sözlerim ben de kalsın
Vicdanı yoksun yüreğinle birlikte
Mezar taşına yatırılsın acılarım
Rüzgar saçlarından okşasın
Bir çocuğun saçını tarar gibi
Vurulsun papatyalar
Yaprak döksün sümbüller
Güller kurusun
Hadi git
Karanlık sokaklarda
Ayak izlerini ne çok aradım
Tarumar olan yüreğimle
Kendimi kaybettim
Ulaşılmaz oldun
Ulaşamaz oldum sana
Oysa ne çok içim de yaşattım seni
Öleceğimi bile bile
Gideceğini bile bile
Saçmaladım yine biliyorum
Sen bana aldırış etme
Yıllarca hayat devam ediyor diye diye kandırdım kendimi
Oysa hayat sen gidince bitmişti
Ben ölmüştüm sen gidince
Karanlık odamı adımlıyorum yine
Duvarlara dokunuyorum
Resminin asılı olduğu duvarlara
Kokun nede çok sinmiş
Hala ilk günkü gibi kokuyor
Karanlık olmasa odam
Sen hala odamdasın
Yanımdasın
Yanıbaşımdasın sanırdım
Oysa sen yoktun
Yoksun sen
Varsa hakkım helal olsun sana
Hoşçakal
Hoşçakal ama bana hoşça’kal ma
Hadi şimdi git
Hadi git
İbrahim DALKILIÇ
08/04/2014
16:25 İzmir
5.0
100% (8)