20
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
4493
Okunma


ıssız bir sahilde gecikmiş bir gece vakti
üşür gibi hava biraz
üşürtürcesine ayaz
gün yorgunu kayalıklar ağır bir sükun
yıldızlar zaman zaman göz kırpar bulutlardan
sonra bir an yeniden kaybolur
ürkek ve mahcup gibi sanki
kimbilir hüzünlü de belki
nice uzak yalnızlıklar
bilmem ağlar mı gözleri
ay ışığının denize düştüğü yerde yakamozlar
ışıl ışıl
hafif bir rüzgar dalgaları okşar gibi
ve dalgalar da kayalıkları sanki
gecede bu okşayış devinimleri
belki hüzünlü yalnızlık sevişmeleri
bir türlü kavuşamamışlıklar
nice zamandan geceye düşen gölgeler
hep birşeyler ardında bırakılmışlıklar ki
iz iz yaraların kırık çizgileri
kirpiklerine çiğ düşmüş buğulu gözleri
yalnız ve sessiz bir ayrılıktan
geceyi dinler kırık sevdaların güz hüzünleri
yine usulca fısıldar gibi
rüzgar söyler şarkılarını
bitmeyen
yitmeyen
gitmeyen bir sevgiliyle konuşur gibi
uzaklarda her an solarken bir ömür mevsimi
hüzzam bir ayrılığın
yağmurla düşer ıslak nağmeleri
bilen bilir
hep nemlidir yakamozların kirpikleri
su gibi akar ve zaman üşütür tüm izleri
geçer biraz daha kendinden de geçerken zaman
içinde kendi hüznünü saklayan gölgeler
gecenin gri karası yorganını örter üstüne
ve sarılır suskunluğuna eskisi gibi
yaşanamamış
oysa, yaşanası güzel nice aşkın arta kalanları
yarım bırakılmışlıklar
ve elde kalan hüzünleri
yalnız bırakmaz yine tutar ellerini
yavaş yavaş
derin bir uykuya dalarlar sonra
farklı mutluluk düşlerinde belki
gülümser yüzleri ...
/ her insanın yüreğinin bir köşesinde sessiz bir gece yaşar /
/ sevdası kadar kara bir gece ... /
Mert YİĞİTCAN
30 . 03 . 2014
istanbul
5.0
100% (32)