4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1133
Okunma
durup dururken
hiç bir yer ve hiç bir şey yokken
düşüp sulara serince
elimin tersine değen yosunları hatırlamak
neden beni uzayan gündüzlere atıyorsunuz ki
bırakmışım kendimi
yüzüme bakıyorum üzülen dudaklarım var
başımın arkası mavi maviymiş gibi
ama gri ve uzasa biraz karanlık kuş ve nokta
güneş geçmiş olmalı başıma sayıklıyorum
suyun altında kocaman ellerim oluyor
kim bilir
nasıl mercan olurdum balıklara
boş değil muhakkak alçalan sesler
o anlamsız ama durulayıcı sesler ve arkası
bitmeyen yankılarla sevinçlere uzayan yarım uyku
dağınık kumların gümüş yüzü
ve ürpermelerin kirpiklerini aralayışı imkansıza
sonrası yoktu
nereden gelmiştik nereye gidecektik
terleyen ayaklarıyla korkutucu şehirler
başka gündüzlerin ikiye bölündüğü
bir yanı denize açılan
gamzelerini ıslatarak geceyi dinleyenler
bir yanı karamsar
yük ve azapları sırtında işçiler
birleşince
martılara dönüyordu dudaklarımız
bir ara öyle sonsuz bir şey geldi aklıma
hani ruhun uykusunda bir ayrılık
ağlayarak baş ucumda sevinçlerle
bütün hüzünlerini öpüyordum dünyanın.
5.0
100% (14)