9
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
2250
Okunma

senden sonrası yalnızlık oldu
ama asil oldu
sen gibi
...
toprak kokutan mevsim geldi
yağmur toplamak lazım
ama hava benim gibi kurak burada
ki
senin gözlerin ne güzel ıslatır kelimeleri bilirim
konuşan o bakmalarından
en ıslak olan kelimeleri doldur mektuba
ve özlemin çatladığı bir anda
gönder bu insansız kente
...
pencerenin buğusu mu sen
yoksa buğumusun kirpik arası penceremde
demli ayrılıkların şiirleri dururken havada asılı zamanda
en suskun karanlığıyla delirtiyor sensizlik beni
alçak uçan düşlerin bombaladığı gemiler ölüyor rotasız anılarda
megaloman şarkılar kaçakçısı göğsümün sınırı
ve her an ihlal edilip vuruluyor senli hüzünlerim
...
bakire dokunuyor geceye rüzgarın genç kız saçları
tecride isyan militan asiliğine çoğalıyorum
kopartın diyorum hadi kopartın yüreğimden
en kışkırtıcı işkenceyle kurutun ruhumu
yok edin tenimdeki kokusunu
ağır sömürdü sensizliğin devleti
çürüdüm
sokak aralarında dövülerek öldürülen çocukların gözlerinde
aklımın dramatik sirenleri çalarken varoş evlerin önlerinde
hiçbir şey yapamadım yapmadım
sustum korkarak kaçtım
cesarete uzak bir öyküyle sadece seni sevdim
seni sevmenin ötesinde belkide
belkide anlamını kaybetmemiş bir uğultu
bin yıllık bir gölge gibi
yitirmedim işte seni sevmeyi
hala duruyor mu peygamber izin
ayinler akıyor mu saçlarının ırmağından
defnedildim kirpiklerinden birinin dibine
ben yine ölü bir zamanda
ölü halimle sevdim seni
sevmenin bilmem hangi yerinde
yerle bir oldum
duymadı kimse çığlığımı susturdum içimde
hala duruyor mu masun sen halin
ve acıyor mu içindeki ben
bakma özneler çatışıyor resmimde
bir zamir kalkıyor bir cümle düşüyor yüzümde
mağlup olmuş bir aşk göçmeniyim
ve usul usul hasretinde direniyorum son yolculuğa
son sefer seviyorum seni
ilk defa sevdiğim gibi