1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1008
Okunma
soluklan ve otur
uzakmış şimdi anlatma
bulduğun şehrin yeni çocukları ile
karanlığın uykusuna dalacaksınız
neden kulaklarını kapatıp dinliyorsun
beyaz senfoni
içi yeşil şarkılar söyleyen eski ağaç
ölülerin omuzlarında küller
seni dinleyecekler
bize yaşadığın yerden değil umutlarından bahset
ağzının tutuşan güllerinden
yarınların yokuş merdivenlerinden
ve yuvarlanıp gelen yaralarından bahset
ama dur kötü anıların var senin
ve duyguları çözülmemiş bilinmezlikler
ellerinde yüzlerce parmak
günahlarından bahset bize
yakamın keskin kokusu size bunu hatırlatıyorsa
pişmanlıklarım adına yemin ederim ki
maviliklerin arasında gezinen bulutların özgürlüğü
kalbime yansırken söylediğim şarkılardandır
o kara sayfalarıma yenik düştüğüm
yağmurlar eşlik ederken göz yaşlarıma
arındığımı sanmıştım
yağmurlar tartıldı göz yaşlarıma eş
hafif suların günahsız çimenlere sorulan suallerinden yoruldum
ve duruldum karşı kıyılar kuruyana dek
çöllerin inleyen dudağında hangi çiçek açmış ki
ellerimi tutsaklar gibi bağladınız böyle
doğruları bölüp saldık sonsuzluğa
ilk adı saflık olan bir baharın çocuğu sanki
ve içini deşip kanını akıttığımız da
sere serpe beyazdı söyledikleri
ileri geri bir nöbet yeri
sırtı yaralı bir kuş gibi uyuduğunuzda
size düşler içinde mavi geçitler
kırmızı baharlar ve aydınlık geceler tasarladık
şimdi uyandırıp sizi
öpüyoruz beyaz nefesinizi
sonsuz bir şarkı ile.
5.0
100% (14)