0
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1011
Okunma
sağa sola kapılmadan ayakların bir şey söylerse
oturup bir yorgunluk masalı anlat kendine
şehrin içinde karmaşa kuyuları açmışlar
boynumun terini bir bankaya sattık
karşılığında böcek kabuğundan yapılma paravanlar bulduk
çabuk kırılan ve kendini çabuk onaran yeni kabuklar
uydulu kırlangıçların su içerken paslı seslerini
kurşun yağmuruna çevirmelerinden kaynaklanıyor
bir bilsen tepenin ardında ne var
iklim denildiği vakit hazırlanıp bu günü kutlayacağız
ağzımız açık coşku içinde ama korkak ama bir şey gibi
dönüştüğümüzde yılanların kıvraklığına
kıvranarak ağlayacağız
şimdi bir yanı kanayan omuzunu diğer elinle kapatıp
ölene kadar koşmaya hazırlan
getirecekler
kaybedilen bir şeyin evrenin daha dışına gidebilmesi gibi
bir şey tasarlanacak olursa
yok olanın yok olmadığı kesinleşmiş olacak
şimdilik bu küçük cisimlerle oyalan
ve onların bu dünyayı kurarken söylediği şarkıdan
yeni uydurmalar düşecek
olursa ki olacak kesin
kesin ayırıp iki kalbi olan bir tanrının
veri tabanına yerleştirin
neden her şeyi sığdırıyorsun ve uzatıyorsun
büyüklük dediğin aklın sınırlarını zorlayacak değil ya
ve ondan büyük
illaki sana şu şöyledir bunu böyle yaparsan bu çıkar
şunu eklersen şu deyip hatta karambol tanımının içinde
yaşayan bir doğru bile giydirebilirler
seni kendilerine benzetmek için seni
ne bir fazla ne de az ıslanarak bembeyaz
sırtımı ört ve artık bir birine değen yağmurların
düşündüğü gibi sevgini damlat bana.
5.0
100% (11)