2
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
2178
Okunma

sanki yağmurun karnında mum damlaları yağacak
donarak aşkın kimliğinde küçük uykularla dalacak hayata
aslında ağlamayı düşünmemiştim ki çocuk
uyduruk gülümsemeler arasına sokulurum demiştim
uyruğu çarpık lisanlar takacaktım dilime
boylu boyunca uzanan renkleri öpecektim
hiç maviden hayallerin oldu mu senin
içinde yüzen balıkların pullarını okşayarak hemde
uyandığın vakitler yalnızlığın pusulasına yön olurken
mavini ölü balıklarla beraber yıkılan kentlere teslim ettin mi
düştün mü yani
susmuş sesine özlemler bağladığın kelimelerle
bıçak sırtı hayalleri kurmak için çabalayan olmak varken
o bitkin harflerin bezgin çocuklarını yıkılırken gördün mü
ve kesiliyorsa bir dünya haliyle aşkın tınlaması yüreğinde
o zamana uyduruk zamirler yüklersin en çağıl öznelerle
yüzünün fotoroman resimlerine bağışladığın ayrılıkları
hudutlar çizerek ruhuna kapatırsın öksürüklü tütün acılığına
yinede koyu rüzgarlar dağıtırken kent terki yaşanmışlığı
ortasına mühürlü kaybolmalar açar tespit edilmemiş düşlerin
ve kutsanan ne varsa alır kendini ulak anlatımlardan
sen sığınmacı sorular cevapladın mı çocuk
mülteci gecelerde uyuşan parmaklarının arasından akarken siyah
uğruna yollar öldürdüğün sevgiliyi kaybettin mi boş bir anında
ektiğim çiçeklerin her gözyaşı açtığında ölümlerimi anlarmısın
renkler dağılır seyyah sabahın kayıp kentinde
ve uğranması imkansız bir yıkıntı olurum aşk sessizliğinde
karışık yalnızlığım uzak uğultular büyütür ben küçülürüm usulca
ayırt edilemeyen kavramlara dalıp gider aklım
kırılır ruhumun bir yerinde unuttuklarım
çok eski bir anıyla ayılırım birdenbire
ve uyuşuk korkular benzetmesi bir hayal olurum
en yanılgılı yerinde büyümeye bak çocuk
büyüdükçe değişeceksin bir güzel
ayak uydurup olması gerekene
oldum dediğin kadar biteceksin
en azından çocukluğun ağır hasar görmeden büyü
bir kavşakta serilmeden ölü düşlerin
büyü kurtar çocukluğunu
yüzüne değen loş ışıkların kaybolursa ya bir anda....!