Sessiz sedasız geçip git!
Dokunma!
Sessiz ol!








(...)













Bu kadar gürültü, dekor ve senaryo
O en büyük sessizliğin öğretmenine tıkamış kulağını.
Seni nereye çağırdıklarına
Seni nereden çağırdıklarına aldanma.
İçine kıvrılmayı unutma.
Mahzunluğunu alıp hırçınlık vermesinler sana
Elemini alıp şarlatan kahkahalara boğmasınlar seni.





Gurbetteydin hani?
Kârsızdın hani?
Neyin hesabındasın şimdi?
Kimin kitâbındasın?
Anılmaya değdiğini mi sanıyorsun?





Unutma
Aldırmayanlar saldırmazlar!
Evlâdına dön.
Ahvaline dön.
Gündüzlerin şikayetini gecelerin rahlesine göm.
Bırak karanlık olsun her yer.
Gerçek ışığı aramıyor musun?





Renklere mi aldandın?
Seslere mi aldandın?
Sen bu kafayla vatanından nasıl ayrıldın?
Ne dediler sana anlat?
Ne sundular?
Ne tattırdılar?
Geri dönebilecek misin?
Bırakabilecek misin onları?
O sade, o sakin, o hür cennetini
Bu kargaşalara, bu dalgalara, bu kölelik cehennemine nasıl değiştin?




Aldanma, aldırma, saldırma...





Bu hikaye nerede bitecek diyorsan,
Bitmeyecek, her şey değişecek.
Sen de...





Haydi, değiştir elindekileri.
Ver, onlara.
Bırak gitsinler!





Varlık onların olsun, sen yokluğu al.
Ayaklarını da ver onlara.
Alıp başımızı gidelim.
Kapat gözlerini.
Kapansın ışıklar.





Sakin ol
Al hâlini ver hâlime
Sonra gel
Ey Hâlim... Ey Hâlim... Ya Halim...Ya Rahman... Ya Gafur...







Kayıpkentli
23.09.2013 04:48