Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Kasaba Otobüsü

Yorum

Kasaba Otobüsü

( 10 kişi )

8

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

1904

Okunma

Kasaba Otobüsü

Kasaba Otobüsü

Koca Çınar’ın yakınında Devlet Han Camiî
suratsız bir benzinci
adı üstünde Gavur Avni,
“camcı cavır” derlerdi,
İngilterede tahsil etmiş, ne okuduysa
şimdi benzinci
suçlusu benmişim gibi gelirdi valla
suratı hep eğri
bir şişe gazyağını konuşmadan tartar verirdi,
sanırım hak geçirmezdi,

cami arkasındaki meydan
"şe(hi)rler arası" otobüs terminali
küllükleri izmaritli
içerisi, rafları tozlu, koltukları eski
ceberut şoförü, otobüs sahibi,
şeytana pabucunu ters giydirir muavini
külüstür "Yalvaç Otobüsleri"

ak çarlı yaşlı kadınlar
çar altından ellerini göstermeden
burunlarını tutarlar
başkalarının o şansı yok öğürürdüler
önde birkaç kişilik kalburüstü takımı
yoz memleket kültürüyle öğünürdüler
“sen olmasan”
“senin yerinde kim olursa olsun”
valla-talla başaramazdı
diye birbirlerine çanak tutarlardı,
hemen arkasındakiler de
onladan geri kalmazlardı..

sevimsiz,
kirli sakallı, örme takkeli biri
sigara aralarında
"-bartaıs, bartaıs, barta"
’Ispartaya hemen kalkıyor’ anlamında
soranlara "-sahat yarımda galkıyo"
insanları otobüste bekletirdi

sabırsızlananlara "gelecekle(r) va(r) da
gelivesinle de gedelim"

“-ayıbolmasın bizim olan”





kimsenin geleceği yoktur aslında
yarımlar tama ulaştıktan çok sonra
kızgın, sert bakışla soranlara
"-beş dakka daa bekleyelim
gelseler de, gelmeseler de gedelim
sahatında gakalım bizimo(ğ)lan"
kendince oyalardı bekleyenleri
işin aslı yolcular çaresizdi
"memleket sapa olunşa" derlerdi,

herkes bi köşeye domuşur
suratını asardı,
kimse kimseyle konuşmaz
boynunu büker susardı
bahtına küserdi
herkes içinden söverdi
istisnasız
ala takkeli adam kendince akıllı geçinmeye
yolcuları bekletmeye
devam ederdi

birkaç sarı dişli, kirli sakallı suratsız,
sigara öksürüklü, örme ala takkeli
deynekçibaşı deynekçi,
elinden bir şey gelmez zavallının biri
ne o işten köşe döner,
ne otobüsün ortaklarından biri
ne verseler eline sürebilir
ama herkese göre sıkıntının kaynağı o idi,
neden sonra otobüs hareket eder,
kimse takmasa da
o işaret verirdi..

otobüste şoförün sevdiği havalar
şoför; havalı, ceberrut, kibirli,
asar, biçer, döver, söver, durur-kalkar
seven-sevmeyen var demez
çoluk-çocuk varmış fark etmez,
öndeki goygoyculara da ikram eder,
kimse içmese de o illa sigara içer
Allahın yeryüzü temsilcisi
canlar ona emanetti







bağrı açık, elleri direksiyonda, yönü arkada
ön taraftaki sözde hoşgörülü yolculara
bagajdan fazla para almasının nedenlerini,
haramın helalın hikmetini
eski ortaklarının geçimsizliklerini
kadın-kız varmış, umursamaz,
lafını esirgemez, ses tonunu kısmaz
kanırta-kanırta söver
“-haksız mıyın abü” der
haklılığını tastikletirdi

yetim kaldıklarında kardeşlerini
ne fedakarlıklarla adam ettiğini
küçük biraderine sahip çıkmanın faziletlerini
yüksek ahlakın, erdemin hikmetlerini
kayınpederinin kerametini,
hanımının desteğini, bereketini,
alınterinin, asaletin, fakirliğin nimetini
dedi-kodulara,
çanak sorulara,
kendince özel, cevaplar tafsilatlı
her hikayenin kahramanı
elbette bizatihi kendisi,

o görmüş, keşfetmiş, söylemiş, yaptırmış yapmış,
gaza basmış, direksiyona yapışmış,
ballandıra ballandıra
anlatır bütün teferruatıyla
nerelerden nasıl geldiğini,
anlatır, sorulmadan,
arada bir sömürür “c(ığ)aradan”
hayatı roman
işte.. o da kendince bir efsaneydi

Eğirler, Köprübaşında durup
dolu otobüse duraktaki yolcuları alır
Kötürnek’te iniverip bagajları yerleştirir
Dörtyol’da Yakaköy’den koşuşturanlar beklenir
bilet, hatta bagaj paralarını alır,
arka kapıdan tıkarak bindirir..
ayaktakileri öne doğru yanaştırır.
para üstünü gecirgetmeyi hüner sanır
“-bi işimiz o mu boba yau,
sankı gaşdık, töbe töbe” sinkaf edilir,
oysa herkes bilir, elbirlik inkar gelinir,
hatta “unutdum ayağı”na yatılır
“-gök görmemişlik zor vallahi-billahi”



“-emmim-dayım hepsinden aldım payım
kıllarını bile gıpıratmadılar şertle(r) şert ossun
garsunnug etdim, lokanta aldım
mavınnig etdim, otopuscuyun”
..
“dematları ben buldum,
düğünnerini ben etdim gardaşlarımın,
hinci selam alıp ve(r)mezle(r)
heş birine e(h)tiyacım yok,
hepiciğini üst-üsde satın alırın evelallah
isdeceğsen Allah’dan isteycen boba!
heş gorkma! verir Allah
şoför kim olursa olsun hikaye;
bu minval üzere devam ederdi.

Cığara üstüne cığaralar tellenir,
muhabbete gatılanlara zorla ikram edilir,
ya da bu ikramla mevzuya dahil edilir
ön taraftaki birkaç kişi ile konu genişletilir,
derken memleketin çocuğu milletvekili
milletvekilinin sözde hizmetlerini
yatırım, tayin, meclis çalışmalarını
kendisi mebusun sağ koludur ya bilir
hemen her konuda söylediklerini..
bire bin katılıp, bir bir anlatır,
öndekilere onaylattırılır tabii,

kimsenin muhalefetine tahammül edilmez
muhabbet koyulaşsa da kimseye yol verilmez
“-evel Allah ikki sahatta Isbarta’dayız”
beyaz yemenili şişman kadınlarda aynı dua
“-işallah gazasız-belasız Isbarta’ya varı(rı)z”
“-gözel Irapbım sen bak-gör, tani, gay(r)i”

kazara geçilmeyegörmez mi, adama takar
canlar Allaha değil-ona emanet
rica-minnet, yalvar-yakar kim takar
kimi-kime şikayet
şöyle aynadan ters, ters bakar
olmadı kafa sallar, hareket çeker, asabi
“-alıvecen eline ilevyeyi”










kazara bagaj parası yüzünden öfkeli
ufak-tefek topak yoşuk kıravatlı biri
“ayakta yolcu yasak değil mi”
demiş bulunmaz mı, haydiiii…
“-ulen sa(n)ğa ne arkadaş,
depemin tasını attırma şindi
guca(ğı)nda mı oturdacan yau
yonusa adam depene mi çıkdı
otur-oturduğun yerde lök gibi”
…………
“-bu anasına satımın su yakmayoru”
ged otur yerine, depemin tasını atdırtma hinci”

o ufak-tefek adam için birileri,
kaça para “-kahrolasıca” dese
kalkmasaydı “boyundan büyük iş”lere
elleri üç devirli,
başları çarlı,
tombul ninelerin duaları
bütün yolculara yeterdi aslında..
otobüs hızını kesmedi,

“gıçı yere yakın”
kerameti kendinden menkul zıpçıktı
bilmem kime, neyi ispatlayacaktı
demediğini koymadı; bir yandan şoför,
diğer yandan otobüs sahibi
yetmedi şoförün çıraklıktan gelme
-sonradan görme-genç kardeşi
arada bir de ön tarafta oturan
yalakalık yapmak zorunda olan birileri

yanıbaşında bir teskin edici de naçar,
sırtını tapbıklayıp ufak-tefek adama
sen sanısın aslan
“-maksat şöfer sinirleşmesin abem,
zaten asabi.”
…….. ya da bir başkası;
“-helbet sen haklısın bizimo(ğ)lan
Allah mafaza döker gor hepiciğmizi
Ümmet-i Müslümanın çoluk-çucu(ğu) var
Alla(hı)n aşgına sen susuvi”
…………….
“-Alla(hı)m sen goru Ya Rebbi
hepiciğimizi Ümmet-i Müslimanı,
şefatından mahrım etme
iyman-Gur’an nasib et Ya-Rebbii”



bir yandan şoför,
diğer yandan otobüs sahibi
yetmedi şoförün genç kardeşi
arada bir de ön tarafta oturan
kendini yalakalık yapmak zorunda hisseden birileri
aşdılar a(ğı)zlarını-yumdular ğözlerini..

“-senin grizden habarın vaa mı?”

“-almayalım da vatandaş yolda mı ga(l)ssın”

“-bunun önü bayram,

sen heş yolda-belde galmadın haralda”

“-bi tarafdan bayram öğü,
d(iğ)er yandan sevkiyet zamanı
hacıya ğetdi onca araba
ha “vetandaş yolda-belde galmasın” dedik
..
suş mu işledik”
“-tabi senin işler ayna, çal çal oyna de(ğil) mi”

iki saat söylenip durdular
şoför, muavin ve otobüse ortaklar
bir de;
kraldan fazla kralcı olanlar
uzattıkça-uzatıp, şoförü doldurdu
kendince “krala yağcılık” yaptığını sananlar

“-Akmescit’den benzin alcağdım unutdurdu
tööbe, tööbe, sen sabır ver Ya-Rebbi,
bak-gör ga(y)ri”

“-endirivecen hıyarı,
bi de sen bekle de gör bakalım deycen
ö(ğ)ren bi Hanyayı-Gonyayı”
“-bak bakalım dünya kaş b(e)öcek”
“-adam şindi bi ğözel dayak yeycek”
şöferler unutdu yolu-yolcuları
yerden bitme adamda mangal gibi yürek,
“-bulmuşsunuz garibenneri,
hacıhasan başkesen,
dediğiniz-dedik, çaldığınız düdük
millet mezbur tabi”






“-ülen gapba felek
şurda garı-gız, çoluk-çocuk
olmayacağıdı da görce(ği)din sen
“en ülen aşşa” deycen
endirecen
eline alcan ilevyeyi, ya da ordan,
pinar dalından bi gızılcık zopası
bascan deyusun gıçına-gıçına”
şöfer sussa kardeşi devam ediyor
“-yermin-yememin”
gözünden manzarayı canlandıran
yalakalardan biri gülüyor
ötekilerde bu yalabığa eşlik ediyor
ama bu “garsunnug”dan gelen
hissedar şoförü
teskin etmiyor,
küfrettikçe sinirleniyor,
sinirlendikçe oflayıp-puflayıp, küfrediyor…

endişelerden kurtarma gayretiyle biri
yolun ayırdığı kayaya yaklaşmadan daha
kayayı gösteriyor
hararetli, canlı, sevinçli
“-işde burada adamın atı denize uşmuş daa
altın kakmalı eğeriynen
adam “atım da atım amma
eğerim de eğerim” deye a(ğ)lamış da
“Eğerim ” denilmiş bura(ya) o yüzden”
eğerim mi, Eğirdir mi, Eğridir mi,

insanlar katılıyor Eğirdir yarenliklerine
“-güçcük de bi yer emme”
“-emme arazisi bitek”
“-alması bizikinin iki gatı”
“-göl bunnara çalışıyo”
“-hu göl Yalavaş da olcağdı da….”
“-Kemik Hasdanası burda……”
“-Gomando Alayı burda…”
“-Zirat Mekdebi demişsin öyle”
“-Govada burda”
“-Yaleveş dee ne vaa Allasen he!
ne hasdanesi vaa ne dokduru,
varısa da yoğusa da bi suyu
gışın sovuk, yazın ısıcak, havadar deği”
“-öyle deme gurbetdekinne(r) bili memliketi
sana ne va(r) tabi,





şoför Eğridir muhabbetine
pek itibar etmez,
gözlerini kısarak
dudaklarını büzerek
hakim olamaz
sinirine, nefesine
kesik-kesik, derin derin
burnundan soluyarak
yumruklarını sıkar
“sana gösdermezsem namerdin” dercesine
aynadan adama başını sallar
bir yandanda gaza basar
yanımdakı “-sanki tabakhaneye
bok etişdiriyollar”
“-boş ver bi de sen girme”
“du(r) ga(yri) bi de sennen uraşmayalım hinci”

adam da dik dik ona doğru
“-yok ya bizim elimiz armıt toplayoru”
“-başıma tebelleş oldu herif”
yerinden fırlayarak,
“-ulaaayın bela mısın ulan! he!
sen benim başıma bela mısın”
Alla(hı)nı seven beni dutmasın”
araba viraja girer
karşısından geleni geç fark eder
araba yoldan çıkar
bir sağa bir sola yalpa yapar
“-ee gardış Alla(hı)n emri”

“-eşhedü enla ilaha illallah”
“-estağfirullah”
“-Alla(hı)m, Alla(hı)m”
“-ayynaa”
“-ayyenna”
“-töbe töbe töbe”
“-Allah Ya Rebbim Ya Resullah”
“-geşmiş osun, ay gardış
valla verilmiş sadakamız varımış”
kim bilir ne zaman nasıl kime verildi






Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (10)

5.0

100% (10)

Kasaba otobüsü Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kasaba otobüsü şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kasaba Otobüsü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ironi
ironi, @ersinbasegmez
3.2.2014 15:07:23
iki saat söylenip durdular
şoför, muavin ve otobüse ortaklar
bir de;
kraldan fazla kralcı olanlar

en doğru söz

belki de kalkınamamamızın sebebi

diğer anlattıklarınız

tatvanda biz de yaşardık. şoför beklettikçe bekletirdi

yolun da fazla bir farkı yoktu van a giderken

tebrik ve saygılarımla

İ.Çamalan
İ.Çamalan, @i-camalan
31.1.2014 11:27:58
5 puan verdi
Şehirlerarası çalışan o dönemin otobüslerinin, şimdiki gibi karoser hizasında derin bagajları yoktu. Taşınacak eşya ve bavullar, otobüslerin üzerinde sabitlenmiş metal iskeletli yüklüklere konularak sıkıca bağlanırlardı. Bu yüklüklere otobüs muavinleri, aracın dışında, en arkasındaki dar, metal tırmanma merdiveni vasıtasıyla çıkarak bavulları olabilen en ekonomik şekillerde uzun uzadıya istif ederlerdi. Yolculuk arasında inecek olan yolcuların eşyalarının otobüsün üzerinden alınması epey zaman kaybettirirdi.Birde içerisi sigara dumanı küllülker dolu, aha bir de hava buz tuttuysa nerde kalarifer ısınacaksın
güzel bir otobüs yolculuğu yaptık hocam uzun burunlu "Man" otobüsü ile

mehmettutar
mehmettutar, @mehmettutar
30.1.2014 23:47:25
5 puan verdi
hocam şu vakitte bu keyfi yaşattığın için teşekkür ederim....evet o otobüsler sigara içilmesi mahvederdi içmeyenleri.....
glenay
glenay, @glenay
30.1.2014 23:33:57
5 puan verdi
Şimdi bizim burada da nerdeyse aynı yolculuk,
Çubuk- Ankara arası.

Büyük belediye otobüsleri olsa da,
özel otobüsler küçük ve tıkış tıkış
hayvan teper gibi doldururlar otobüsü.
Gördükleri herkesi alırlar.
Adeta insan istifine döner otobüs.
İşin garibi bu durumdan şikâyet eden yolculara,
şöförden önce, diğer yolculardan bir-iki yalaka diyeceğim bunlara,
cevap verirler.

uzundu ama,
öykü tadındaydı,

tebrik ve selâmlarımla..
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
30.1.2014 23:03:57
5 puan verdi
adam da dik dik ona doğru
“-yok ya bizim elimiz armıt toplayoru”
“-başıma tebelleş oldu herif”
yerinden fırlayarak,
“-ulaaayın bela mısın ulan! he!
sen benim başıma bela mısın”
Alla(hı)nı seven beni dutmasın”
araba viraja girer
karşısından geleni geç fark eder
araba yoldan çıkar
bir sağa bir sola yalpa yapar
“-ee gardış Alla(hı)n emri”

“-eşhedü enla ilaha illallah”
“-estağfirullah”
“-Alla(hı)m, Alla(hı)m”
“-ayynaa”
“-ayyenna”
“-töbe töbe töbe”
“-Allah Ya Rebbim Ya Resullah”
“-geşmiş osun, ay gardış
valla verilmiş sadakamız varımış”
kim bilir ne zaman nasıl kime verildi



Geçmiş hayattan kesitlerin anlatımıydı uzun da olsa akıcıydı
Severek okudum.....60 lı yılların son 70 lı yılların başlarındak orta okul ve lise yıllarımdaki yolculuğu anımsadım
K u t l u y o r u m
____________________________Saygılar
sudengi
sudengi, @sudengi
30.1.2014 22:26:09
5 puan verdi


Sanırım ilk 69'da Magırus bir otobüsle, koyun keçi, çoluk çocuk, cigara dumanı, ayak kokusu.. ile beraber geçtim o yoldan.
Halen geliş geçiş.Diyaloglar sanıyorum pek değişmedi.


Selam ve saygıyla.
Şair Yürek
Şair Yürek, @sair-yurek2
30.1.2014 18:54:22
uzun bir hikaye
..ve akıcı
çok sevdim
tebriklerimle
ALPEREN OZAN
ALPEREN OZAN, @alperenozan
30.1.2014 16:18:58
5 puan verdi
resim de şiir de öykü de aldı götürdü uzaklara...

80 li yılların Türkiye'sini mükemmel anlatmışsınız
o zaman insanlar daha samimi ve erdemliydi, şartlar zor olsa da...

kutlarım sizi.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL