0
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
965
Okunma
yankısına seslensem boş bir kağıdım diyecek
beyaz ötesi bir şey söylesem kucaklayacak
sarıp sarmalar atar
bu bizden
bu bizden değil diyecek
sussam biliyorum çok kızar
konuşup yuvarladım duyduklarımı
baştan aşağı beyaz kağıda
bir ölünün etrafına dökülen sözlerin ne olduğunu bilmiyoruz
ucunu yakınca
tükenmiyordu duygusunu anlatmak isteyen üzgün
biz onun yanağına dokunup teselli ettik
şarkılar söyledik
içimizden duyulacak kadar çok
gülümsedi
eğip başını teselli ettik donuk bakışlarını
biraz suskunluk içtik
hal hatır sorduk
duyuyor diye harflerini usulca fısıldayan arkadaşıma
gerisi dünya işleri
gerisi sonu olmayan koşuşturmaca dır deyip ekledi
iyi adamdı rahmetli
henüz resim olmak için hafızamızı silemedik
duvarın yanı
kıyısı soğuk yatakta dünler
anımsayacak olduk bir koşuşturma
aynı sonu dinledik
dalıp bir birimizin hüznüne
aynı masalı söyledik
niçin karışıyorsun günleri saydıkça
aniden geliyor yakalanıyorsun
bu olmaz buda
bu nergisin kırmızısıdır çıkıp söyleyeceğim
heceleri karışan bir kekeme gibi
mezarınızda dönen akrebi
ertesi gün buzhaneye götürdüler
sersefil kapılarda donuk yüzlerinin ardına bakıp
saklamayacağına dair söz verdiler öldüğünü
öylesine alışmıştı ki metal yataklar
yorgun hatıralar istemiyorum deyip
kalbindeki tüm inlemeleri bize söyledi
ölümün tadını bilemeyiz dostlar
bilsek de söyleyemeyiz
yağan yağmurun ağzında açan karanlığı
duysak da kimseye
anlatamayız dostlar.
5.0
100% (15)