1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1129
Okunma
gecenin dibini eleyip sabahı beklemek
yıldızları nafile yalvarışlar uzatan gece
gelir konardı pencerelere sen konuşmazdın
uzun kalırdı saçların
susardın gõğe
sen konuşmazdın içimi fısıltılar basardı
veya bir yağmur ıslanırken gözlerinde
sorular soran bir yangını büyütürdü kimsesizliğim
susardın göğe
bahçelerin kışında kanatları üşümüş gitmeler
bulutun buğusuna sözler iliştirip
ağlamayı bekleyen kalbime
yalanlar dolusu güneş sevişmeleri assam
susardın gõğe
yol eğilir bükülür akar
yol dediğin uzakları anlatan bir masal
ikide bir pencereleri gözleyen yaprak
bükülür ağacın dallarıyla dibine
sarıldıkça kendine
şarkılar söylese
susardın gõğe
benzeyerek varlığını sürdüren sevgi
alır kokusunu ışıklı şehirlerin
kaldırımlar dolusu insan insanlar
vitrinler sevinç satıcıları güvercinler kalksa tozu kalır
boşluğun kıyısında ben
anlatsam uğultular basar
susardın gõğe
uyandırılmış bebek çığlığı uykum
yada bir kedi akşam vakitlerinde en çok
üşümüş mü yada bilmem ne
duvarları yalayıp geçen yaralı sesi
vermek istedikçe
susardın gõğe
al sabahlara götür
deli işveleri ile bir martı soluklansın damlarda
damlar da değerse aklının bam teline
çiçeklerin rengine bürünsün ağzın
sus konuşma artık
beyazın içinde gülümseyen gözlerime.
5.0
100% (16)