kuşatma...



eğer
katliama maruz kaldıysa çocuk lisanı
beni muhatap almayın suçlamak için
ben her zaman çocuk aklıyla açıklarım özgürlüğü
bağışlayıcı bir sol yanım
ve karakter sahibi bakışım var..

siz kestiniz dilsiz şeytanla türkülerin oyun bahçelerini
her çocuğun aklına girip türlü rezillikle
ağır savaş yağmurlarını siz yağdırdınız
saklambaç bulutlar sakladı
siz bombalarla boyadınız çağın çatlak dumanlarını..

ben papatyanın seviyor sevmiyor kısmıyla değil
özündeki asi duyumsamasını çizerim ruhani iklime
siz koparırken aklın en mağrur yerindeki umutları
ben umudun devrimcilik teorisinde
insan olmanın çiçekle yücelmesini hesaplıyordum
uzak durun
sakın ektiğim dünyayı ezerek
sabrımın pratiğindeki mazlum halkları sınamayın...

eğer
yorgun olduğumu düşünürsem
yaşamın olmadık yerinde olmadık bir düşle
kendimi asar
çeltikler attığım ömrümden kurtarırım gülüşleri
ben bunca değere tüm varlığımla adap de olurken
sizde vicdan muhasebesi yapacak adamlık kalmamış
onca kıtlık vururken bağrına bağrına insanlığın
siz en utanmaz tavırla
silahlanmanın üzerine düşler kuruyorsunuz
ki
onca zulüm onca yıkım varken
keskin yağma pazarlarında
dünyayı
halkları
suları
dağları paylaşıyorsunuz
sizi en ağır ithamlarla doluyorum ağzıma
ardınızdan söylediklerim yerli yerine
ve söylediklerim yüzünüze değil
çünkü aradım
yüz namına hiç bir şey bulamadım sizde....



boylu boyunca aklım hala insan....