aklımın kördüğümünden geçme anlayamadığım kadar anlamsız zaten düşler.......
yıkılmış viranelerde tümseklere takılıyorum birden olduğum yerin sırılsıklam yokluğuna düşüyorum paramparça semahlar dönüyor başımda ve bir gezginin matarasın/dan içtiğim hayatla ayılıyorum..
aşiret sesleri vururken zılgıt çoğaltan resimlerime bir başka coğrafyanın renklerini savurma dağlarıma göç zamanı en basit haliyle seviyorum patikaları gökyüzü mavilerle bakarken toprak damlara yüreğimin eski zaman hikayeleriyle izliyorum çocukların ilk suya dokunuşunu..
şimdi çırılçıplak bir deyişin yükseklerine haykırıyorum düşlerimi kelimeler berrak bir ırmağın çakılı sırtımda dervişlerden yaptığım manevi bir sual arıyorum vicdanımın doğduğu toprakları çok eski aşkların o büyük özlemleriyle basma yarama en fazla yarına kadar ömrün sayılı zamanları belli belirsiz yenildiğim sevdaları yağdırma aklıma ardım koskoca bir yanılgılar ülkesi zulada başka aşkta yok yapma , yitirdiğim doğrularla çalma her yanı dökük kapımı...
ezberimde bir küçük anıdan ibaret söyleyemediklerim başka başka yolculuklardan bir başka yüzyıla dalıyor bazen unutkanlıklar o zaman söyleyemediklerim söylenmemiş sözcükler olup duruyor karşımda ağır kül dağınığı yangınlar açılıyor iklimin gözlerinde tıkanıp sığınıyorum Araf gizlisi bir buluta orada sımsıkı bir sevda sarıyor ruhumu ellerim seyyah olup dolanıyor dünyanın dizlerine ve gözlerimi açtığımda ezberimden geriye bir tek yalnızlık kalıyor Azrail bekleyen ruhlar gibi..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ezberimde bir küçük anıdan ibaret söyleyemediklerim başka başka yolculuklardan bir başka yüzyıla dalıyor bazen unutkanlıklar o zaman söyleyemediklerim söylenmemiş sözcükler olup duruyor karşımda ağır kül dağınığı yangınlar açılıyor iklimin gözlerinde tıkanıp sığınıyorum Araf gizlisi bir buluta orada sımsıkı bir sevda sarıyor ruhumu ellerim seyyah olup dolanıyor dünyanın dizlerine ve gözlerimi açtığımda ezberimden geriye bir tek yalnızlık kalıyor Azrail bekleyen ruhlar gibi..
"aşiret sesleri vururken zılgıt çoğaltan resimlerime bir başka coğrafyanın renklerini savurma dağlarıma göç zamanı en basit haliyle seviyorum patikaları gökyüzü mavilerle bakarken toprak damlara yüreğimin eski zaman hikayeleriyle izliyorum çocukların ilk suya dokunuşunu.."
gecikmiş mutlulukları, hesabın kesilmesi gereken an'ları, kısa hayatın uzun boyutunu ve tabiki karanlığın tüm karşıt ögelerini bir kez daha görebilme fırsatı yaratan arafın tek dostu, çocukluk yıllarıdır.
şiir ve yorum yine müthiş birliktelikte akıp gitmiş özgünlüğe..
bu anlamlı şölen için her ikinizi de yürekten kutlarım can'lar. teşekkür ve sevgilerimle..
aklımın kördüğümünden geçme anlayamadığım kadar anlamsız zaten düşler.......
Zemheri, ötesi bahar olan mevsim...Aslında yılın en çok sevdiğim vaktidir...Bir soğuk olmalı ki gök kesmeli, bir soğuk olmalı ki iş dönüşü evine emeğini alın terini taşırken parmakların uyuşmalı,zifiri kara saçların üzerine tane tane kar birikmeli, o akşam ayazında eve gidip ,annenin üzerinde hasret buğusuyla fırından sıcacık çıkmış anne eli kokan çöreği ve vatan kokan tarhanası seni çok sevmeme sebeptir zemheri; durumu yerinde olanlara zemheri hoş şey vesselam....Rahmetli babanem anlatırdı da çocuk zihnimiz bulanırdı korkudan,"Rahman emretmiş, cehennem ateşi bin yıl yanmış, kıpkırmızı olmuş...emir tekrarlanmış bin yıl daha yanmış, cehennem ateşi simsiyah olmuş. emir bir kez daha tekrarlanmış ve cehennem ateşi bin yıl daha yanmış bembeyaz olmuş. zemheri ateşi soğukluğu ile yakan bir ateş haline dönüşmüş.... "
Değerli üstad.malesef hayat hiç adil değil acımasız katran karası...Neden bilmiyorum şiirleriniz beni olmadık,unutulmaya yüz tutmuş anılara sürüklüyor ve içimin zemherisi yüreğimi titretiyor...Yine bir anımla sizinleyim...Kıtlık zamanı Yozgat, o yiğidin harman olduğu vatan parçası...Üsük (kısaca Hüseyin) yoksul ve çobanlık yapan aileyi kıt kanat geçindiren bir eski zaman yiğidi.... Boyundan adam asılan cengaver, fakat o dönemler yozgat'ta geçim sıkıntısı zor olduğu için üsük'te civar köylerde çobanlık yapıyor böylelikle ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor... Toprak damlı evlerinde yağan yağmurun sürekli tavandan sızıp yaşamlarını çekilmez hale getiren ve sürekli bronşit ve astım tehditleriyle savaşarak geçen bir ömür,yarım kalan masallar,çileli bir hayat...İşte o yüzdendir ilk kızının adı Çilem...Zemherinin en can yakan gecelerinin birinde üsük eve gelmemiş , gelememiş...Tu..! Desen yere düşmez ayaz, seveni sevdiğinden ayırmış...Bir hafta sonra donmuş bir şekilde bulmuşlar ,köpeğiyle gitmiş hak yoluna, nur içinde yatsın...Atasız kalınca yuva,selvi boylu dilâ gelin kalmış beş balasıyla,çok zor geçmiş zemheri,omuzları çürümüş toprak çekmekten...Ötesi bahar diye beklemiş be baharla gelen yağmurlu bir gecede;toprak damlı evleri uçmuş başlarına...dila gelin,kaşları yay gelin,dişleri elmas gelin,mersiyeler yakılan selvi boylu maral dört evladıyla yatar yiğitler yiğidi onurlu sevdasıyla ve hikayesi anlatılır yıllardır bağrındaki yiğite bakamayan yozdat'ta...Geriye hayatta kalan bir evladı, arkadaşım dila'nın kıymetli zühre ninesi...O maral gelinin ceylan gözlü kızı...Çok soğuk bir zemheri gecesinde dünyaya gelmiş ve kadersiz demişler yüzüne karşı,oysa o bir ölüm çiçeği kardelen...Onbir yaşlarında fûlû solmuş bir çocuk resmi saklardı hatırlarım ,bacım çilem'miş derdi ağlardı;toprak dam evlerinin yıkıntıları arasından kurtardıkları tek hatıra...Çileli hayatını 85 yıl taşımış yorgun omuzlarında ve ne gariptirki bir zemheri ayında ailesine kavuştu...
söyleyemediklerim söylenmemiş sözcükler olup duruyor karşımda ağır kül dağınığı yangınlar açılıyor iklimin gözlerinde tıkanıp sığınıyorum Araf gizlisi bir buluta orada sımsıkı bir sevda sarıyor ruhumu ellerim seyyah olup dolanıyor dünyanın dizlerine ve gözlerimi açtığımda ezberimden geriye bir tek yalnızlık kalıyor Azrail bekleyen ruhlar gibi..
beklenmeyen bir anda sade haliyle gelir hayat....
Her şiiriniz başka bir hayat başa bir evren ama her defasında yeniden umutlarla dolup ayrılıyorum sayfanızdan,damağımda güzel şiirlerinizin tadıyla...Hep çocuk kalmak vardı maviliklerde,ayaza vurmuş zemheri gecelerinde can babamın masallarında kaybolmak vardı ama hayat işte...Kadirşinaz yüreğiniz çok yaşasın ....Siz hiç zemheri görmeyin üstad,iyiliklerle donanın........................... peri
Hüzünlü peri tarafından 1/10/2014 7:43:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hüzünlü peri tarafından 1/16/2014 9:06:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
yorum mu bu hayır.bir anlam katabilirmiyim hayır.ne söylenir hiç birşey.sussam mı olmuyor.konuşsam hayır.nolacak şimdi.en iyisi yüreğine olabilek kadar zemheriler eflatunlar kentler ve sevdalar gönderim.karmaşık olsun siz en yürekli halinizle düzenleyin en can alıcı kelimelerle...çok tşk ederim.bu yorumlarınız mutluluğun umudunu veriyor...selam yüreğine...
yorum mu bu hayır.bir anlam katabilirmiyim hayır.ne söylenir hiç birşey.sussam mı olmuyor.konuşsam hayır.nolacak şimdi.en iyisi yüreğine olabilek kadar zemheriler eflatunlar kentler ve sevdalar gönderim.karmaşık olsun siz en yürekli halinizle düzenleyin en can alıcı kelimelerle...çok tşk ederim.bu yorumlarınız mutluluğun umudunu veriyor...selam yüreğine...
O toprak dalmı evlerde hayat zor olsada İçinde yaşanan hayat sevgi bağlılık ve saygıyla yoğrulmuş bir hayat vardır sevgili Bülent Hayat baştan sona bir mücadeledir ister toprak damda Ister kıremit kaplı bir başka evde Mühim olan zamanlama ve ne istediğini bilmektir hoşça kal
Hayatın tüm zorluluklarına rağmen çıkmazlarına rağmen dimdik ayakta durabilmeliyiz. Çünkü seçimler bizim herşey bizim elimzde... ufacık bir tebessüm bile hayata döndürür insanı ...
Toprak damlardan karanlığın içindeki maviliği bir melek gibi gözleriyle yutanlar şimdi maviliğin içindeki karanlığı yaratıyorlar. Bir çocuk ki suya daha hiç dokunamamış bir çocuk kalmak isteyen bir ağlayış ateşi yaşatmak gibi bu aralar geçmişteki ilk gülüş
mutlaka.zaman değişken en çokta insan ve kavramlar değişken.ve bir zaman içinde yaşadıkların başka zamanda farklı oluyor.buda hem yenilenmeyi hemde kirlenmeyi getiriyor..
mutlaka.zaman değişken en çokta insan ve kavramlar değişken.ve bir zaman içinde yaşadıkların başka zamanda farklı oluyor.buda hem yenilenmeyi hemde kirlenmeyi getiriyor..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.