4
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2433
Okunma

"Siz bir ıhlamur ben bir pırnal, sonsuzluğun mistrali yapraklarımızı dökene kadar öyle kalalım"
Marki De Sade, Markiz Renee-Pelagie ye hitaben
Markiz - Marki De Sade in Evliliği - Sibylle Knauss
Sen anlattıkça çiçekler açıyordu
bülbüller en güzel şarkılarını söylüyor
tüm karanlıklar güneş güneş yanıyordu
sen anlattıkça
mutluluğu en parlak renklerle
resmediyordum zihnime
ay ışığının üzerinde atını süren şövalyeydim ben
kum havuzunun tanrısıydım
yelkovanları tutardım tutkuyla
tüm yelkeyenleri
günün ilk ışıklarıyla kalkıp oyuna koşardım
şarkılar taşardı yüreğimden
umut dolu bir hasretlikle
soluk soluğa ses olurdum mutluluğa
ateş ateş yanardı gözlerim
sen dinledikçe
yıkıldıkça onardığım
kalker kaleler inşa ederdim
geceleri pesüslerin aydınlattığı
sarı kumtaşı renginde ışıldayan
kale içi dar sokaklar
yığma taştan cumbalı evler
bahçelere açılan taşlıklar
bahçelerde yasemin kokusu
maviş maviş gülümseyen unutmabeniler
dinledikçe ağır ağır yandığım
katre katre akan bir masalın
tadı vardı sözlerinde
kağıdın üzerinde gezinen kalemin değildi
bir tapan, bir kürek, bir mercek
ama hepsinden çok bir dildi kalemin
kanayan değil kaynayan bir var oluşa inanmak için
dolaşıyordu kağıdın üzerinde
kağıt da kağıt değildi zaten
ayna kadar geçirgendi, duyarlıydı dokunuşlara
bir mucizeye inanır gibi sevdim seni
korku ve kaygılarımı soyunarak
tüm kayıp zamanları telafi etmek arzusuyla
dörtnala bir Pyrrhos zaferine
gözlerimdeki nemli pırıltılara eşlik eden
büyüleyici bir sis vardı
sonu gelmesin dediğim bir deniz yolculuğu
sis ve gemi birbirlerine ne çok yakışmıştı
dalgaların köpüğüydük,
sütlerin köpüğü
kanın sıcaklığı ve bir alt üst oluşun beyazlığı
meleklerin sabrı kadar, kemiklerimiz kadar beyaz
ne çok yakışmıştı birbirine
süt beyazı ve yalım kızılı
dere boyunca yürüyorum şimdi
göz kırpıyor unutmabeniler
ne yana dönsem yüzüme çarpıyor
yitik ruhların yakarışlarıyla yüklü bir rüzgar
Barba
5.0
100% (17)