9
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
2987
Okunma

özgür!!
serçe zamanı
pencerenin deşifre edilmemiş
o körpe yalnızlığına ayır kendini
göreceksin
gördüğün hiç bir zaman görmediklerinden öte
ve anlayamadıkların kadar geniş ve muazzam
düş kurabilirsin
elin demir parmaklıkları tutarak
güneşin yarısını alarak içine
sessizce bağırabilirsin özgürlüğün mavisine
gülümse be inadına
inadına tükenme rutubet kokusu yarı açık esarette...
daha dokunmadığın bir sevgili var notlarının arasında
çocuk yaşında özlemlerin var gökyüzünü acıtacak kadar
ve hesapsızca yaşamlarını sayıkladığın kentler var
ömründe gitmediğin uzaklarda..
içi dışı acılar dolu susmaların var
bir meşe ağacının altında sohbet ettiğin hayallerin var hepside arsız
ışıklar vahi indiriyor beyninin bükülmez bileğine
renkler bağdaş kurarak arkadaş ilan ediyor kendilerini
ve sen tek tek gözlerinden öpüyorsun onların
ağlamam geliyor sana
inadına nasılda türküler söylüyor kavgan
ağladıkça utanıyorum dağlardan ovalardan kentlerden köylerden
sanki bilincinde aşık oluyor sınırı olmayan ülkeler
bir genç kız uzun havayla karışıyor kirpik uçlarına
bir delikanlı sağında halay solunda horonla okşuyor saçlarını
avuçlarının içinde saklanıyor anne
sakallarında yorgun baba
ve bir halkın direnci yüreğine uzak mektuplar gönderiyor...
küçücük pencereden
karanfiller getiren baharların olur yağmuru bereketli
ardı yıldızlarla dolu bir evren koşar bir yaz akşamında sana
kuru yaprakların örttüğü toprak kokusunu verir duyumsama na
bembeyaz örtüsüyle dağlar sıralanır halklarının umuduna
ve bir dinç çiçeği fışkırır inadına inadına.....
düşmeyenlere............