25
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
3992
Okunma

Nazlı olurmuş gül yüzlü çiçekler
Gölgesine sarılıp uyumayı severmiş
Dalında salıncak kuran gelincikler
Eğmezlermiş boyunlarını sert rüzgâra
Renklerin şarkısında coşar
Dans edermiş narin kelebekler
Hafif bir yel vurunca savrulurmuş
Düşermiş toprağına
Örselenirmiş tülden kanatları
Kızarırmış yediveren güllerin yanakları
Gönül koyarmış kumrulara
Dans ediyor doğa
-Sessiz olun-
Diye fısıldarmış mor sümbüller
Bu koroya
Eşlik edermiş hercâi menekşeler
Bazen
Dolu vururmuş
Sığınacak bir köşe bulamazmış
Sakla beni göğsünde
Gülümün yaprağını düşürme toprağına
Tabiat ana diye sitem edermiş
Çiçekler kendi dilinde
Mevsimler yolunu şaşırınca
Küsermiş aslına
Açmaya durmazmış dalında gülçiçek
İncinmişliği g/özünden okunurmuş
Vefâsızlığın topraktan geldiğini bilirmiş
Kırılırmış körpecik dalları
Ne sürgün verirmiş ne de koku salarmış cihana
Gök gözlü yağmur damlacıkları da
Gönlünü alamazmış
Takvimlerden düşen yapraklar sararmaya yüz tutunca
Bulutlar yağmur yükünü boşaltmak için acele edermiş
Açılırmış gökyüzünün gözleri
Mavi yanından
Aniden
Kış bastırırmış
Gürültüyle
Kapanırmış demir kapı ardından
Tarûmar olurmuş gönül bahçesi
Tutuşurmuş gecenin saçları en uzun yerinden
Uykusu ağır olan yüreğin
Yıldız yağmurundan haberi olmazmış
Kor alevlerde yanınca düşler
Kızıl dumanlı yangının
İzi kalırmış
Gül çiçekte
Gören olmazmış ’ bağban’dan başka
Deniz Derya Giritli
Sözlere , nefesiyle can veren arkadaşım Sevda’ya ,sonsuz teşekkürlerimle.
5.0
100% (37)