7
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1724
Okunma

yağmur gelmeden önce.............
kayıp düşler kentinin
karanlık gözlerinde buldum seni
ki
daha hiç yüzüne gülümsemediğim
ve elinin derisine sürmeden dudaklarımdaki külleri
yabancı bir dilin tercümesinde sevdim seni......
tanıyor musun beni
yüzümdeki çizgilerden uzanarak hayati bulgulara
yüzyıllık bir tanımayla dokunur musun kirpik ucumdaki şarkılara
aykırı tüm ayrıntılardan uzak
göğü hür denizi sessiz bir şehirde karşılar mısın ruhumu
dahası
kaybettiğin onca vaktin ardından
kazanır mısın beni bir sevdanın son durağında..............
hatırlar mısın beni
hiç yaşamadığın anıların iklimlerinin arasında
çağırır mısın yüreğimi
daha girdiğinin ilk ezgili akşamında
ağır rıhtımlar dolar
ben ve sen dediğimiz biz isimli gemilere
ve öylesine şaşkın şiirler düşer mehtapla meltem arası bir yere....
gözlerinin renginde
tüm renkleri avuçlayarak koşuyorum çoğul bir rüzgara
rüzgarın ardında sen adında bir rüya
ben o rüyada çakıl taşı oluyorum ırmaklarda
ki
daha kokunu duyumsamadan özlemeyi öğrenmişim kokunu
ağır bulutlar sarkıyor denizin en yeşilli yerine
ben seni o yeşilin ıssızlığında buluyorum
denizin üstünde yürüyen ayaklarından damlıyor tuzlu su
ve ben arkamı yasladığım denizin sırtına yazıyorum sana olan ilk şiirimi..
biliyorum
bilmiyorum seni
daha dün gibisin
belkide yüz yıl öncesinden geldin
siyah beyaz bir fotoğrafın silik yüzü gibisin
ama sen bendesin
biliyorum
bilmiyorum seni.............
bir anda olur hayalini kurduğun........