5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1617
Okunma
ELENİ (II)
Şimdi gitmenin zamanı mıydı Eleni
Ellerim nefesinden gelecek sıcaklığa muhtaçken
Avuçlarımda iki tutam hatıraların
Saksımda toprağın
Bir de o çok sevdiğin begonvillerin, tomurcuklu
Odamda kokun
Duvarları tek kanatandı fotoğrafların…
Şimdi gitme benden Eleni
Yokluğun, ölüm ötesi gölgelerle ayaza çekmesin içimde
Kış düşürmesin gidişin ufacık umutlarıma
Ve hiç kimse bilmesin
Mevsimleri sabır tespihlerine sen diye eklediğimi…
Biraz daha kalsın omuzlarımda sıcaklığın
Yastığımda uyusun biraz daha düşlerin
Karlı bir şehrin aşk güncesi girse de kapımızın aralığından
Sen sakın gitme benden hele de sensizliğe üşürken…
Şimdi gitme benden Eleni
Henüz bahar göğüs kafesimizde yeni yeni nefes vermeye başlarken
Biz doğuralım mesela tüm kimsesiz sokakları
İki kişilik çetrefilsiz resimler çizelim isyansız, duvarlara…
Martıların asla konmayacağı kentlere deniz serelim
Sızıp kalsın türküler yanımızda
Biz sarılıp ısınalım yaz gibi
Ter dökmek aya kalsın ya da senin o çok sevdiğin yıldızlara…
Şimdi gitme emi benden Eleni
Ben karda yürüyemem yalınayak
Ezberlesem de ayak izlerini
Bir de hizbe bir yalnızlık sarmışken etrafımı
Ankara’da hatıralar prangamız biliyor musun….
Şimdi çok üşüyorum Eleni
Ellerimde sana dair metruk mektuplar
Adressiz kaldım biliyor musun…
Ne vakit kar düşse şaşırır oldum yolumu
Donup kalıyor hep dizimin düştüğü o kaldırımlar…
Şimdi gitme emi benden Eleni
Çünkü…çünkü…çünkü…
Yokluğunda inan çok üşüyorum…
5.0
100% (7)