delilik..........


ve son adım
içeriye giden özgürlüğüme
kapı kapanacak
esir bir dünya kopacak ardımda
ben dört duvar bir pencere aşkla sıvazlayacağım
yalnızlığımın sırtını
ki
canım çok yanıyor be yüreğim
canım acıklı bir hikaye
ve ben anlatmaktan aciz bir çığlık
şimdi susuyorum
birazdan yeniden gelirim kayıp çocukları öpmeye...........


önümde
bir dizi anılar kol geziyor
camın içerisi gri suyun bulanık hali
dışı soğuk bir ayrılığın ölüsü
rutubetten
tane tane tespih yapıyorum sol elimin gizlisinde
masada
Kıbleye dönük titrek bir yansıma mumdan yağan
dışarısı bir çingenenin muazzam keman yanığı
ve halının kenarına büzüşmüş
bir kedinin gölgesi
kendisi yokken geride bırakılmış bir karanlık............


ki
eflatun dalgalar vuruyor duvarın dışındaki kırık dökük maviye
az kaldı
birazdan yağacak kıpırdanması yağmurun
yağmur kendisini vermeden geçip gidecek sağanak sız
kimsesizliğin boynuna binen kalabalık
tek düşmanım gibi
bırakın acısını yüreğine kilitlesin
zaten yalnız
birde boynuna vurmayın çokluğun ihanetini............


şimdi toplasam ne var ne yok hayatı yoksullaştıran
toplasam da bir çoğul yangında yaksam fukara düşlerden arta kalanları
zalim bir suskunluk varlıksız uykuya dalmak
yok olmak her bir şeyden habersiz yaşamak
ta ki
sessizce bağışlarım kıssadan hisse anlatılanları
ve onca olmayanın olmasına koşar adım adım yolculuklar.........


ve her yanım tıkalı bir hatıra
sonsuzluk gelir çalar kapıyı açarım hiç korkmadan usulca.......