12
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1629
Okunma
Hani derler ; ’hoşça kal’ bırakıp giden eller
Sitemim sana değil mevsimsiz esti yeller
Sanki dalımdan düşen yaprak değil kağıttı
Yağmurun her damlası suya hasret ağıttı
Ben ki ;gök yarılırken tesellîlere koştum
Aşk ve hüzün evinde serencâmında coştum
Üzülmüyorum inan ! Düşe kalka yürüdüm
Bir yırtık gömlek ile teni sardım bürüdüm
Avluda salınırken salkım söğüdün âh’ı
Her gün her saat vurur boynumdaki günâhı
Sessiz sedâsız olmaz prangaya vurulmak
Susmak son çare olsa adı konur durulmak
Başı boş zindanlarda gamzeme dolar bir iz
Vâr oluşun mantığı sabrımın sonunda giz
Tespih tanelerinde çilem dolmak bilmiyor
Susadığım musluklar yangınımı silmiyor
Kuytu köşelerimde gece bakışlı rüyâ
Tuhaf tuhaf bakıyor hayra âlâmet güyâ
Uykum ranzaya hasret takvîmim anda kaldı
Çölde bir yağmur yağsa vahâma haber saldı
Ağuşlarım ağrıyor nerde yitik izlerim
Nedendir düşmelerim hep kanıyor dizlerim
Mahşere savrulurken zerrelerim ve külüm
Titriyor sînemdeki aşk isimli ak gülüm
Gurûbu sarmalıyor günü doğuran gecem
Kırılgan ve nârindir solumda yatan ecem
Kuyuna râm olmuşum alnım zaten pîrupak
Gönül çelen Yusuf’um mızrâbım üstüne ak ..!
5.0
100% (18)